IDIOMS, PROVERBS AND APHORISMS IN THE
ATEBETÜ’L-HAKÂYIK
Journal Name:
- Türkiyat Mecmuası
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The language is the primary component of being a nation for a society
and separates it from other nations. In addition to its being a means of
communication between people, it is alive, like a human being:
breathing, feeling, rejoicing, crying and dying. Language, whether
orally or written, has found a place in a nation’s self-culture, literature,
music and folklore as well as has been an unseen spiritual force
beyond the visible face of the nation.
In everyday conversation of a nation’s language, especially the one
that considered to be an element of aesthetics and sophistication as
well as reflecting the ideas of the nation’s world, just looking at them,
the structure of a nation’s social place is understandable. Proverbs,
aphorisms and idioms, known as the language unity has been used for
centuries and an indicator of aesthetic power and wealth of that
language.
The Turkish language that has an ancient history, has recycled the
proverbs, aphorisms and statements for centuries, those existed as one
of the most important elements of the language unity in our culture
and literature.
The emergence Atebetü’l-Hakâyık which belongs to the one of our
linguistic heritage Yüknekli Ahmet Edip appeared in the period when
the cultural and social life was mingled with Islam culture, is
important to display the aesthetic power of Turkish language. The
proverbs and idioms in its content denotes the aesthetic power and the
sense of pleasure in Turkish language. In order to reveal this situation
clearly, our study aimed to identify these proverbs, phrases
andaphorisms in Atebetü’l-Hakâyık, andtogive Turkish equivalence
and its intra-sentence meaning.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Bir millete millet olma özelliği kazandıran ve onu diğer milletlerden
ayıran en önemli unsurların başında dil gelir. Dil, insanlar arasında
sadece iletişim aracı olması dışında, insanlar gibi nefes alan,
duygulanan, kızan, sevinen, ağlayan ve ölen bir canlıdır. Dil, ister
sözle ister yazıyla olsun bir milletin benliğinde kültür, edebiyat, müzik
olarak yer etmiş ve o milletin görünen yüzünün ötesinde, görünmeyen,
manevi bir gücüdür.
Bir milletin yaşam aynası olan dilde özellikle günlük konuşmalarda
bir estetik ve incelik unsuru kabul edilen bazı dil birlikleri vardır ki
sadece bunlara bakıldığında bile o milletin içtimai yapısı anlaşılabilir.
Atasözleri, özdeyişler ve deyimler olarak bilinen bu dil birlikleri
yüzyıllar boyu kullanılagelmiş ve o dilin estetik gücü zenginlik
göstergesi olmuştur.
Kadim bir tarihe sahip Türkçemiz atasözlerini, özdeyişlerini ve
deyimlerini yüzyıllar boyu nakış nakış işlemiş; bu dil birlikleri dil
varlığının en önemli unsurlarından biri olarak kültürümüz ve
edebiyatımız içerisinde yer almıştır.
Yüknekli Edip Ahmet’e ait ve önemli dil yadigârlarımızdan biri olan
Atebetü’l-Hakâyık kültürel ve sosyal hayatın İslam kültürü ile
yoğrulmaya başladığı dönemlerde ortaya çıkması ve bu dönem
Türkçesinin estetik gücünü göstermesi bakımından önemlidir.
Muhtevasında barındırdığı atasözleri, deyimler ve özdeyişler
Türkçemizin estetik gücünü ve zevk anlayışını çok güzel bir şekilde
ifade etmektedir. Bu durumun belirgin bir şekilde ortaya çıkarılması
amacı ile çalışmamızda Atebetü’l-Hakâyık’ta bulunan atasözleri,
deyimler ve özdeyişler tespit edilmiş; bu atasözleri, deyimler ve
özdeyişlerin günümüz Türkiye Türkçesi karşılığı ve cümle içi
anlamları verilmiştir.
- 2