Examinatıon By Semiotıcal Approach Of Yells’ (Nara) That Are The Product Of Dancer And Dance Interactions In Turkish Folk Dance
Journal Name:
- Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The whole of knowledge and talents which start with the birth of
human being, acquired consciously or unconsciously, also assimilated and
accepted by them, constitute the culture. At the end of the studies of
understanding the meaning of life and putting it definite order, human
being meets with harmony constructed by the traditions and customs, kinds
of behaviours, beliefs and values of the community in which he belongs to.
Social behaviours constituted by necessities based on creating its own
culture of community, keeping it alive and moving it to the next generations.
Intellectual and artistry activities on information kinds such as folk songs,
folk tales, dances, rituals, fine arts and hand crafts started the adventure of
discovering the folk’s own culture by shaping with different national
customs and different social practicals.
In this article, it is aimed to search the materialistic and spiritual
values completed with our traditions and yells playing the role of voice,
language and expression with dancer and dance interaction during the
performance of our folk dances which bring to top the expression of feeling,
thought and beauty with its dances and which appear as an artistry
expression of Turkish Folk Culture surfacing as a result of life style,
preference, understanding and needs. Yells constituting meaningful and
meaningless wholes as a result of interaction with one or more players in
Turkish Folk Dances (some dance), will be examined by semiotical approach
if it is a symbol of domination or power indication and what are the topics of
representation power.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
İnsanın doğuşuyla başlayan, bilinçli ya da bilinçsiz edindiği,
özümseyerek içine sindirdiği bilgi ve becerilerinin bütünü kültürü oluşturur.
İnsan, yaşamın anlamını kavrama ve yaşamı belirli bir düzene koyma
çalışmaları sonucunda, mensubu olduğu toplumun örf ve âdetlerinden,
davranış biçimlerinden, inanç ve değer hükümlerinden kurulmuş bir
ahenkle tanışır. Gereksinimler doğrultusunda oluşan sosyal davranışlar, her
insan topluluğunun kendi kültürünü yaratma, yaşatma ve sonraki nesillere
aktarma üzerine kurulmuştur. Halk şarkıları, halk masalları, danslar,
törenler (ritüeller), güzel sanatlar ve el zanaatları gibi bilgi biçimleri
üzerindeki bu düşünsel-sanatsal faaliyetler, farklı ulusal gelenekler ve farklı
toplumsal pratiklerle şekillenerek halkların kendi kültürlerini keşfetme
serüvenini başlatmıştır.
Bu makalede; geleneklerimizle bütünleştirdiğimiz maddi-manevi değerler,
yaşam tarzı, beğeni, anlayış ve ihtiyaçlarımız dâhilinde oluşturduğumuz ve
Türk Halk Kültürü’nün sanatsal ifadesi olarak ortaya çıkmış, duygu,
düşünce ve güzelliğin anlatım gücünü danslarıyla zirveye taşıyan Halk
oyunlarımızın icrası sırasında dansçı ile oyun etkileşimi sonucu sese, dile ve
ifadeye bürünen naraların araştırılması hedeflenmektedir. Türk Halk
Oyunları’nda (birkaç oyun türünde) bir ya da birden fazla oyuncunun içinde
bulundukları etkileşim sonucu anlamlı veya anlamsız bütünler oluşturan
bağrışmalarının (naraların) bir hâkimiyet simgesi mi, güç göstergesi mi
olduğu ya da gösterge olarak temsil gücünün neler olduğu konuları
göstergebilimsel yaklaşımla incelenecektir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
131-159