An Indigenous Offer Of The Turcs For The Time’s Area
Problem And The Description Of The Area Of The
Alternative Assets In The Ibrahim Prophetess And The Deli
Dumrul Stories
Journal Name:
- Yenifikir Uluslararası Hakemli Akademik Fikir Araştırma Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
The Turks are the inventors of a model of the universe that interfere in the functioning of the Earth
but does not interfere in human. The form of the Turkish civilization that had been gathered around
of all the other elements and the Turks most ancient way of the life was the “Customs” which was
symbolized the concept of this proposal and as one of the most important issues of the postmodern life,
is "The area problem" that had been analyzed from the perspective of the original Turkish
thinking. On the basis of this perspective, there are the public laws that had been called as the "Law"
or the "Customs" that was regulating the relations between the people. The commencing from the
relations of the governing and the managed is based on the order of justice and the full equality and
the continuation of the "Law" and the "Customs" ethics are being the active factors and to identify
the relations between the people and on the implementation to reject the tolerance. The "Law" and
the "Customs" are the clear indication of the functional ethics of the Turks and was born in their
own faith and from the life model of their relationship between the human. In the civilizations of
other than the Turks, which means that to intervene in the human’s own nature and again, in all of
these civilizations essentially had created the idea of the self-ethics class, which offers to exclude it
from the public laws, thus the definition of encompasses only with the Ibrahim’s area definition in
the history. The self-ethics is to open the man’s “self assets area" to the public laws, in a particular
belief or in a system of thoughts on the public sphere personality and over on the concrete existence
of the human and is a public law model of the definition of the created. In the history and even at the
present, the provisions of justice is not making it possible to create the idea of the class balance
equation by this model of the public laws and it emerges in almost of all the civilizations other than
the Turks. The Deli Dumrul story, which had been existed in the Dede Korkut Stories proves that
the Turkish civilization and the history is a model to the other civilizations of the universe on the
separation of the functional ethics and the self-ethics. The another example in the history is laying
down in the definition of the story of the Deli Dumrul's search of his self-area is encompasses with
the quest of the Ibrahim’s self-area search. By the definitions of the functional area and the self-area
in the Deli Dumrul and in the stories of Ibrahim is laid down in the original format of the problem of
the human being's assets area, along the history of mankind of which is in continuing upto the date
besides the common practices.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Türkler, yeryüzünün işleyişine müdahale eden fakat insana müdahale etmeyen bir yeryüzü modelinin
mucididirler. Türk medeniyetini oluşturan tüm diğer unsurları etrafında toplayan ve Türklerin
en eski yaşama biçimi olan “töre” kavramında sembolleşen bu teklifte, postmodern çağın en önemli
meselelerinden biri olan “alan problemi” Türk düşüncesinde özgün bir bakış açısıyla çözümlenmiştir.
Bu bakış açısının temelinde “yasa” ya da “töre”, denilen insanlar arası ilişkileri düzenleyen kamu
hukuku bulunmaktadır. Yöneten, yönetilen ilişkisinden başlayarak tam bir eşitlik ve düzenin
adaletle devamına dayanan yasa, (töre), etiği insanlar arası ilişkilerde etkin faktör olarak tanımlamakta
ve uygulanmasında toleransı reddetmektedir. Bu etiğin açık göstergesi olan “töre”, Türklerin
kendilerine özgü inanç, insan ve yaşam ilişkisi modelinden kaynaklanan işlevsel etiktir. Türklerin
dışındaki medeniyetlerde insanın kendi doğasına müdahale anlamına gelen, yine bu medeniyetlerin
tamamında sınıf düşüncesini yaratan özsel etiği kamu hukukunun dışında bırakan bu teklif tarihte
sadece İbrahim’in alan tanımıyla özdeşleşmektedir. Özsel etik, insanın “özsel varlık alanı”nın
kamu hukukuna açılması, belirli bir inanç ya da düşünce sisteminin kamusal alanda insanın somut
varlığının üstünde ve üzerinde tanımlanmasıyla oluşturulan kamu hukuku modelidir. Tarihte ve
bugün sınıf düşüncesini yaratan eşitlik dengesinin, adaletin sağlanmasının mümkün olamadığı bu
kamu hukuku modeli Türklerin dışındaki medeniyetlerin hemen tamamında karşımıza çıkmaktadır.
Türk medeniyet ve tarihini diğer medeniyetlerin yeryüzü modelinden ayıran özsel etik işlevsel etik
ayrımının en iyi örneği Dede Korkut Hikâyeleri arasında yer alan Deli Dumrul hikâyesidir. Deli
Dumrul’un özsel alan arayışı ile örtüşen tarihteki diğer örnek ise İbrahim’in özsel alan arayış ve tanımını
ortaya koyan hikâyesidir. Deli Dumrul ve İbrahim hikâyelerindeki özsel alan işlevsel alan tanımıyla
insanın varlık alanı problemi insanlığın geçmişten bugüne kadar devam eden yaygın uygulamalarının
dışında orijinal biçimde ortaya konulmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 10