ANALYSIS OF FILMMAKING TECHNIQUES FOR ARCHITECTURAL ANIMATIONS
Journal Name:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
Digital animation provides a new possibility to exhibit architectural
projects, but it must address some features to properly show the
building design. This paper (1) exposes a review of diverse moving
images presentation of architectural environments in order to identify
principles to be considered when display building projects through
digital animation. It studied scenes of twenty productions; eight famous
movies from different ages, like examples of major filmmaking efforts; six
documentaries of historical buildings, as specific productions targeted to
display architectural environments; and six digital animations remarked
or prized in recent contests, like examples of new technologies in the
professional realm. The paper describes in particular the scenes of two
movies (“Metropolis” and “Bladerunner”), one documentary (on “Basilica
of San Marco”, Venice) and one digital animation (“Urban Prototype”).
The review was based on three scales of cinematographic representation:
the composition of image, the takes or sequence of images, and the general
montage of scene. Making a record of takes during the sequence, extracting
some frames, getting the point-of-views and drawing the environment
or building filmed. It analysed graphic properties of images, cameras’
location and movements, duration of takes, sounds, transitions, order
and meanings developed according overall production and cultural
situation. The main characteristic revealed was visual fragmentation of the
display of architectural environments, expressed in the graphic diversity
right through different takes to the scattering of camera views in the
environment filmed. However, the presentation of place is sustained by a
perceptual and narrative integration during the sequence. Therefore, the
analysis identified cinematographic characteristics that could be used in
animated presentation of architectural models to develop an expression of
both spatial conditions and meanings of the design. Besides it suggests that
exhibitions on time should evolve from a mere chronological prolongation
to become an expressive construction.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Sayısal canlandırma sineması mimari projelerin sunuluşunda yeni bir
olanak sağlarken, yapı tasarımının kimi niteliklerini doğru biçimde ele
almayı da zorunlu kılıyor. Bu makale, mimari çevrelere ilişkin çeşitli
sinemasal imgelerin sunumuyla ilgili genel bir değerlendirme yapıyor
ve mimari projelerin sayısal canlandırma yoluyla sergilenmesinde
gözönünde bulundurulacak ilkeleri saptıyor. Sekizi sinema tarihinin farklı
dönemlerinden ve büyük yapımlardan; altısı, özgül mimari çevreleri
sergilemeyi hedefleyip tarihi yapılar üzerine çekilmiş belgesellerden; ve
altısı da son dönemlerde yarışmalarda profesyonelliği ve yeni teknoloji
kullanımıyla dikkati çekmiş ya da ödül almış olan sayısal canlandırma
örneklerinden olmak üzere, toplam yirmi yapım bu inceleme sırasında
çalışılmıştır. Araştırma, “Metropolis” ve “Bladerunner” gibi iki sinema
filmi, Venedik’teki San Marko Bazilikası üzerine yapılmış “Basilica of San
Marco” belgeseli ve “Urban Prototype” adlı sayısal canlandırma örneğine
özellikle eğilmektedir. Değerlendirme, ‘görüntü kompozisyonu’, ‘çekimler
ya da ardışık görüntülerin kuruluşu’ ve ‘sahnenin genel montajı’ olan,
sinematografik ifadenin üç ölçeğinde temellenmektedir: Ardışık kuruluş
içindeki çekimler kayda geçirilmiş, kimi çerçeveler özelinde bakış-çekim
noktaları saptanmış ve filme çekilen çevre ya da mimari ürün çizilmiştir.
Görüntülerin grafik açıdan değerleri ortaya konarak, kamera konumları
ve hareketi, çekimlerin süresi, ses ve geçişler incelenmiş; kültürel
ortam açısından ve bütün yapım yoluyla elde edilen düzen ve anlam
çözümlenmiştir. Ana bulgu, mimari çevrelerin sergilenmesinde gözlenen,
farklı çekimler yoluyla geliştirilen ya da çekim yapılan çevre içindeki
kamera açılarının değişmesiyle elde edilen ifadeyle sağlanan, görsel
parçalanmanın (fragmentation) varlığı olmuştur. Öte yandan ‘yer’in varlığı
ve bütünlüğü, algıya ve anlatıya dayanarak sağlanmaktadır. Dolayısıyla
çalışmanın getirdiği çözümleme, mimari çevrelerin sunumunda,
özellikle sayısal canlandırmada kullanılabilecek sinematografik
özellikleri tanımlayarak, mekansal koşullar ve tasarımda etkin olan
anlamların ne olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Çalışma ayrıca, zamanla
ilgili sergilenişlerin yalnızca bir kronolojik sergilenimle desteklenip
ondan evrilmesi durumunda bir kurgusal ifade kazanacağını da ortaya
çıkarmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 2
133-149