Buradasınız

TÜRK EĞİTİMİNDE KALİTE SORUNU

Journal Name:

Publication Year:

Author NameFaculty of Author
Abstract (Original Language): 
Son yıllarda Türk eğitimine çok eleştiriler yöneltilmiş bulunmaktadır. Bu eleştiriler genellikle, çocuklarımıza hayatta kullanabilecek bilgi ve beceriler öğretilmemiş olması, öz geleneklerimize ters düşen bir eğitim olması, batı taklidi olması, yaratıcı ve araştırıcılıktan uzak olması gibi önemli noktalarda yoğunlaşmaktadır. Cumhuriyet Türkiye'sinin kuruluşundan bu yana eğitimdeki gelişmelere bir göz atacak olursak, oldukça memnun edici bir tablo bulunabilir. Eğitim ve nüfus üzerindeki 1927 rakamlarım 100 kabul ederek bir kıyaslama yaparsak, 1980 sayımında nüfus 3.28 kat artarken öğrenci artışı 16.36 kat, okul artışı 8.61 kat, öğretmen artışı 19.61 olmuştur. 1923'de okul başına 70.3 öğrenci, 2.4 öğretmen ve öğretmen başına da 29.8 öğrenci düşerken, 1980 de bunlar sırası ile 152 öğrenci, 6.5 öğretmen ve öğretmen basma da 23.4 öğrenci düşmektedir (BAK:Tan, 1986,s:87-92). Bu rakamlar Türk maarifinde 64 yılda hayli önemli ve olumlu gelişmeler kaydedilmiş olduğunu gösterir. Eğitimde öğrenci, okul, öğretmen sayısındaki artış oranlarının, nüfustaki artış oranından haylice fazla olduğu memnuniyetle görülür. Bununla beraber, unutulmamalıdır ki bu karşılaştırmalar, savaşlardan yeni çıkmış yorgun ve fakir bir toplumun 1923'deki çok düşük bir eğitim seviyesiyle karşılaştırılarak bulunan rakamlardır. Normal eğitim seviyesinde yaşamış bir devirle değildir. Gene dikkat edilmelidir ki okul sayısındaki artış oranı öğrenci artış oranından geridedir. Okulda öğrenci nüfusu yoğunlaşmıştır. Bugün dahi hâlâ ikili, üçlü eğitim yapan okulların sayısı hayli kabarıktır. Okulların öğrenci nüfusu ve sınıfların öğrenci sayısı aşın denecek derecede kalabalıktır. Okul çağındaki çocuk ve gençlerimizin hâlâ azımsanamayacak bir bölümü "örgün" eğitim ortamına alınamamıştır. Okullar, yapı ve teçhizat bakımından düşük seviyededir. Yani Türk eğitimi halen normal doyum noktasına ulaşmış değildir. Daha kat edilecek çok mesafe var demektir. Bunlardan daha önemlisi, Türk eğitiminde asıl eleştirilecek noktanın, eğitimdeki verim ve kalite sorunu olması gerekir. Günümüz toplumunun ihtiyaç, ideal ve şartlarına cevap vermekte yetersiz kalan bu verim ve kalite sorununun asıl kaynaklarını belirleyip konuya kaynaklardan çare aramak gerekir. Tespitlerimize göre bu kaynaklan şu dört noktada belirlemek mümkün olmaktadır:
129
139

REFERENCES

References: 

TAN, Hasan, Psikolojik Danışma ve Rehberlik; Teori ve Uygulama,
İstanbul: MEB, 1986, S.87-92.

Thank you for copying data from http://www.arastirmax.com