Journal Name:
- Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi
Author Name | University of Author |
---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Son yıllarda erken çocukluk gelişiminin önemi ve eğitim programlarının
olumlu etkileri üzerinde görüş birliği artmıştır. Özellikle de sosyal
ve ekonomik açılardan elverişsiz şartlardan gelen çocukların erken destek
programlanndan uzun süreli etkilendikleri bir gerçektir (Woodhead, 1985;
Clement, et. al. 1984). Bu konuda pek çok ülkede etkin adımlar atılmaya
başlanmıştır.
Eğitim sisteminde destek programları "erken çevresel deneyim" ve
"ekolojik" model paradigmalarından etkilenmektedir (Rappaport, 1977).
Erken çevresel deneyim modelinde çocuğun, çevresiyle ilişki içinde ve etkin
olması gerektiği kabul olunur. Bu yaklaşım erken çocukluk
dönemindeki gelişimsel problemlerin kaynağının kişiden değil de
çevreden kaynaklandığını öne sürer. Gelişim, kişi ile çevresinin bir etkileşimidir.
Burada iki farklı varsayım vardır.
Bunlardan birincisi çocuğun yeteneklerini çevresiyle ilişkisi sonunda
edindiği deneyimlerle kazandığıdır. Eğer çevresinde sosyal, fiziksel, zihinsel
uyaranlar yoksa veya yetersizse, beklenen algı, motor, sosyal ve
bilişsel yeteneklerini geliştiremez ve yaşıtlarından da daha düşük edim
gösterir. Bu görüşe göre elverişsiz şartlardan gelen çocuklar çevrelerinde
gerekli uyanlara sahip değildirler.
İkinci varsayım ise, elverişsiz şartlarda yetişen çocuklann kültürel
açıdan da yetersiz kaldıklarıdır. Bu çevrede büyüyen çocuklar farklı bir
sosyal çevreden gelirler ailelerinin tutumları da farklıdır. Bu çevrede
yetişen çocuklar yaşadıkları kültürün değerlemi doğru ve yeterli olarak
edinemiyecektir. Çünkü çevreleri bunun edinilmesi için yetersizdir. Bu da
yetersiz gelişimlerinin temelini oluşturacaktır.
Erken çevresel deneyim modelinde amaç çocuklara erken dönemde
destek sağlayabilmek ve bu yetersiz ortamların sonuçlannı ve dolayısıyla
okuldaki başarısızlıkları giderebilmektir.
FULL TEXT (PDF):
- 3