Right to Social Security of Refugees and Asylum Seekers
Journal Name:
- Çalışma İlişkileri Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Despite the existence of a contract relating to refugees under international law, this agreement is much
more than a real refugees and asylum seekers they need social security rights they need. It also seems to
have a holistic legislation for a long time when we look at the legislation that regulates the right of asylum
in Turkey. The law on foreigners that came into force in 2014 is a step taken to remedy this lack. However,
even in that law, Turkey maintains the geographical limitations reservation that it put on the 1951
Convention on Refugees. Turkey's geographical limitation continue to impede the solution of problems in
this regard. In particular, social security rights in the context of the 5510 Act has not been given to
refugees while giving place to the refugee definition reinforces the concept of discrimination in this regard.
In particular, social security rights in the context of the 5510 Act has not been given to asylum seekers
while giving place to the refugees definition reinforces the concept of discrimination in this regard.
Circulars issued on the subject, although if they try to eliminate this distinction, issued circulars does not
meet the full social security rights as asylum seekers. Because Circulars issued covers more Syrian and
Iraqi asylum seekers. Therefore, in terms of the distinction between refugees and asylum seekers would be
appropriate to reveal the social security law with legal regulations.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Uluslararası hukukta mültecilere ilişkin bir sözleşmenin bulunmasına rağmen, bu sözleşmenin çok daha
ötesinde mülteci ve sığınmacıların daha belirgin şekilde düzenlenmiş sosyal güvenlik haklarına ihtiyaç
duydukları bir gerçektir. Ayrıca Türkiye’de iltica hakkının düzenlendiği yasal hükümlere bakıldığında
bütüncül bir mevzuatın uzunca bir süre bulunmadığı görülmektedir. 2014 yılında yürürlüğe giren
Yabancılar Kanunu bu eksikliği gidermek açısından atılan önemli bir yasal adımdır. Bununla birlikte
Türkiye söz konusu Yasada 1951 tarihli mülteciler hukukuna ilişkin sözleşmeye koyduğu coğrafi sınırlama
çekincesini korumuştur. Türkiye’nin coğrafi sınırlamayı sürdürmesi, bu konudaki sorunların çözümüne
engel olmaktadır. Özellikle sosyal güvenlik hakları bağlamında 5510 sayılı Kanunda mülteci tanımına yer
verilirken sığınmacı kavramına yer verilmemiş olması bu konudaki ayrımı pekiştirmektedir. Her ne kadar
konu ile ilgili çıkarılan Genelgeler bu ayrımı ortadan kaldırmaya çalışmış olsa da, çıkarılan genelgeler tam
olarak sığınmacıların sosyal güvenlik haklarını karşılamamaktadır. Çünkü çıkarılan Genelgeler daha çok
Suriye ve Irak sığınmacılarını kapsamaktadır. Bu nedenle mülteci ve sığınmacı ayrımını sosyal güvenlik
hukuku anlamında da kanuni düzenlemelerle ortaya koymak yerinde olacaktır.
FULL TEXT (PDF):
- 2