As Playwright, The Great Poet Abdülhak Hâmid Tarhan’s Language and Style
Journal Name:
- Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
One of the most original figures of the Turkish literature, Abdülhak Hâmid Tarhan is
known by his poesy and is remembered as “Şair-i Azam” (The Great Poet). He played.He played an
important role in overthrowing the old traditional poetry. Although he is known by his poesy, twentyfive
of his fourty works are playwrites.
Abdülhak Hâmid, continued his attitude of trying the new and the different genre of his theatre
works. He wrote different works not onlye in terms of form but also the content. Abdülhak Hâmid who
lived long enough to see several generations, tried new forms and different techniques in his long life,
but he didn’t change his language attitude in spite of the changing laguage understanding from
genaration to generation. Abdulhak Hâmid, was in a noncompliant attitude tward language and style
like in other subjects. His expression “I do not have the style, there are styles” shoul be interpreted in
this context. In this respect, in addition to his poesy style, as a playwriter Abdülhak Hâmid’s attitude
tward language and style in his plays will be dealt with in this paper.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Türk edebiyatının en orijinal simalarından biri olan Abdülhak Hâmid Tarhan, şairliği ile
tanınmış ve "Şair-i Azam" olarak anılmıştır. Eski şiir geleneğinin yıkılmasında önemli bir rol oynamıştır.
Her ne kadar şâirliği ile tanınsa da kırk kadar eserinin yirmi beşini tiyatro türünde vermiştir.
Abdülhak Hâmid, şiirlerinde sergilediği yeni ve farklı olanı deneme tavrını, tiyatro eserlerinde de
sürdürür. Gerek şekil gerekse muhteva bakımından farklı eserler kaleme alır. Birkaç nesli görecek kadar
uzun bir ömür süren Abdülhak Hâmid, bu uzun ömründe yeni şekiller ve farklı teknikler dener, fakat
nesilden nesile değişen dil anlayışlarına rağmen o, dil konusundaki tutumunu değiştirmez. Abdülhak
Hâmid, pek çok konuda olduğu gibi dil ve üslûp konusunda da kural tanımaz bir tavır içerisindedir.
"Benim üslûbum yok, esalibim vardır." ifadesi de bu çerçevede değerlendirilmelidir. İşte bu
düşüncelerden hareketle bu yazıda Abdülhak Hâmid'in şairliğinin dışında bir tiyatro yazarı olarak dile
karşı tutumu ele alınacak ve tiyatro eserlerindeki üslûbu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
FULL TEXT (PDF):
- 1
270-287