THE CRITICISM OF QURANIC MIND TO PRE-ISLAMIC THE JAHILIYYAH (IGNORANCE) OF ARAB MIND
Journal Name:
- bilimname
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Qur’an is a Holy Book with conciseness, miracles, rhetoric, eloquence, statement and metaphors. Its first interlocutor’s intelligence, wisdom and cognition levels should have been at the highest level. Otherwise, the Quran’s value and importance didn’t mean anything and Arabs who were the first address of the Quran, they would not understand anything.Indeed, all of the miracles given to the prophets had specifications, characteristics and cognitive levels of their time.
Even though Arabic society related the Qur'an with poetry and magic, Allah pointed that the Qur'an is neither poetry nor magic. And Allah indicates that the Qur’an is the more perfect and unique book than the other books and poetry.
Despite the low level of literacy, Bedouin, the absence of state tradition and considered ignorant by the Qur’an, the society of Arabs were the highest level of mind and reason and knowledge.
Because Arabs understood this sublime message of the importance of the Qur'an, value, uniqueness and expressiveness very well and took position favorably or unfavorably. And their choices were extremely smart, deliberately and systematically.
In Qur’an which addresses directly both the Arab society and whole humanity, the word ‘mind’ is used as a functional in 49 verses and there are hundreds of verses which have terms related to the word ‘mind’ . We see that Arabs understood these terms correctly and filled them with their own old trends. So Arabs as the highest level community of poetry, rhetoric, literature, and the declaration were able to catch the Qur'an with its miraculous side and by comparing the Qur'an with their oracular poems were able to see the difference between them. If the Arabs, mind, intelligence, understanding and discernment were deficient they would not notice this beaty of the Qur'an.
In this article, particularly different and common sides of ignorant Arab mind and Qur’an’s mind frame and generally the method that Qur’an used to persuade Arab society is studied.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Kur’ân-ı Kerim, îcaz, i’caz, belagat, bedi’ ve beyan yönü ile son derece güçlü; anlam ve muhteva bakımından çok derin mukaddes bir kitaptır. Böyle bir kitabın nazil olduğu ilk dönemlerde anlaşılabilmesi, değerinin takdir edilebilmesi için ilk muhataplarının akıl, idrak ve hikmet seviyelerinin yüksek olması gerekir. Aksi takdirde Kur’ân-ı Kerim’in taşıdığı bu kıymet ve değer fazla bir anlam ifade etmeyecek ve Kur’ân’ın ilk muhatabı olan Araplar, Kur’ân’dan fazla bir şey anlamayacaklardı. Nitekim bütün Peygamberlere verilen mucizeler kendi dönemlerinin niteliklerine ve idrak seviyeleriyle uygunluk arzetmektedir.
Arap toplumu, Kur’ân’ı şiir ve sihir ile ilişkilendirirken; buna karşılık Allah da Kur’ân’ı tanımlarken onun şiir olmadığını, sihir ve kâhinlerin bunda etkili olmadıklarını vurgular ve Kur’ân’ın şiirden daha mükemmel ve eşsiz bir kitap olduğuna işaret eder. Arap toplumunun okur yazarlık oranının düşük olması, bedevi olmaları, devlet geleneklerinin olmaması gibi özelliklerinin yanında o dönemin “cahiliye” olarak nitelendirilmesi söz konusu olsa da, akıl, bilgi ve idrak seviyeleri açısından son derece yüksek bir topluluk olduklarını söyleyebiliriz. Zira Arap toplumu, Kur’ân’ın bu yüce mesajının önemini, değerini, eşsizliğini ve etkileyiciliğini gayet iyi anlamış ve buna göre lehte veya aleyhte vaziyet almışlar; bu vaziyet alışları da son derece akıllı, bilinçli ve sistematik olmuştur.
Hem Arap toplumunu hem de bütün insanlığı muhatap olan Kur’ân’da doğrudan akıl kelimesinin işlevsel olarak kullanıldığı ayet sayısı 49, dolaylı olarak akıl ile ilgili kavramların kullanıldığı ayetlerin sayısı ise yüzlercedir. Arapların bu kavramları doğru anladıkları ve bunların içini kendi eski eğilimleri doğrultusunda doldurduklarını görmekteyiz. Yani Araplar, şiirin, belagatin, edebiyatın ve beyanın zirvede olduğu bir topluluk olarak, Kur’ân’daki bu i’cazı yakalayabilmişler ve kendi hikemî şiirleri ile Kur’ân’ı kıyaslayarak arasındaki farkı görebilmişlerdir. Eğer Araplar, zihin, zekâ, anlayış ve idrak bakımından yetersiz olsalardı, Kur’ân’daki bu güzelliği fark edemeyeceklerdi.
Bu makalemizde, özelde Cahili Arap Aklı olarak nitelendirilen bu toplumun akıl yapısı ile Kur’ân’ın ortaya koyduğu akıl çerçevesi arasındaki ortak ve ayrılan yönleri ele almaya çalışacak, genelde ise, Kur’ân’ın Arap toplumunu ikna etmek için izlediği metot üzerinde duracağız.
FULL TEXT (PDF):
- 2