You are here

ÖLÜMSÜZLÜK PROBLEMİ AÇISINDAN TEHÂFÜTLER.

Tehâfuts in View of the Problem of Immortality

Journal Name:

Publication Year:

Keywords (Original Language):

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (2. Language): 
The relation of soul and body problem has always been the focus point of some discussions in the history of the philosophy. Beginning from the Eflatun till present time, most of the thinkers have tried to explain the relation and interaction between the soul and the body. When this relation is taken in hand in view of immortality, it, generally, has been essence of the soul and human being. The immortality that is taken in hand in view of soul and body is that the soul is the main source of the essence of human and it is the body of the person that is ceased to exist. Judging from this, it can be said that the problem of immortality means that the soul of a person exists in a way or continues its existence after the death. Naturally as every philosophical idea or a religion has a different understanding, the immortality mentality varies. This situation puts the matter in an open space on which a lot of discussions are held. We’ll deal in this article, on the method of the immortality problem in the Tehâfut of al-Gazâlî, İbn Rushd, Hojazade and Ali Tûsî.
Abstract (Original Language): 
Ruh-beden ilişkisi problemi, felsefe tarihinde sürekli olarak bir takım tartışmaların odak noktasını oluşturmuştur. Eflatun’dan başlayarak günümüze kadar birçok düşünür, ruh-beden arasındaki ilişki ve etkileşimi açıklamaya çalışmıştır. Bu ilişki, ölümsüzlük açısından ele alındığında, genel olarak ruhun veya insanın mahiyeti ile ilgili olmuştur. Ruh-beden ilişkisi bağlamında gündeme gelen ölümsüzlük ise; ruh ve bedenden meydana geldiği kabul edilen insan varlığının asıl unsurunu ruhun oluşturduğu, yok olanın yalnızca beden olduğu ve ruhun bedenden ayrıldığı şeklinde ifade edilen ve anlaşılan öğretidir. Buradan hareketle denilebilir ki ölümsüzlük problemi, ruhun ya da insanın kişiliğinin, öldükten sonra belirli bir şekilde var olduğunu ve varlığını devam ettirdiği iddiasını ileri süren yaklaşıma işaret etmektedir. Doğal olarak her felsefi düşünce ve din, farklı insan anlayışına sahip olduğu için farklı ölümsüzlük anlayışına da sahip bulunmaktadır. Dolayısıyla bu durum konuyu, üzerinde birçok tartışmanın yapıldığı, oldukça canlı bir alan haline getirmektedir. Biz bu makalede Gazâlî, İbn Rüşd, Hocazâde ve Ali Tûsî’nin Tehafütlerinde ölümsüzlük problemini ele alış yöntemleri üzerinde duracağız.
199-207