You are here

MUTASAVVIFLARIN YOKTAN YARATMAYA DAİR GÖRÜŞLERİ ÜZERİNE KELAMİ AÇIDAN BİR DEĞERLENDİRME

An Assesment of Views of Sufis on Creation from Nihility in Terms of Scholastic Theology

Journal Name:

Publication Year:

Keywords (Original Language):

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (2. Language): 
In this study, the views of “vahdat-i shuhud” and “vahdat-i vucud” schools on creation from nihility (adam) were compared, and their conformity to Ahlessunna was investigated. Since the discussion depends on whether nihility can be termed “thing,” it was also studied. The views on how nihility, known also as “existence in mind” (subut dihni), turned to exist were also compared and the views about whether the universe is eternal or created in due course were studied. It was seen that both sufi schools considered bringing nihility into existence as manifestation of Allah’s desire to make Himself known, which they believed ıt could only actualize in the rank of attributes not essence (zât). Ancient Greek Phylosophers disaffirmed creation from nihility. Although Muslim phylosophers affirmed it, they disaffirm nothingness of nihility. Since Mutazilis believed that universe was created from nihility they termed a “thing,” they calimed its eternity. Ahlassunna considered creation from nihility more consistent with regard to Allah’s omnipotence. School of vahdat-i shuhud took place among Ahlassunna preferring the view that nihility turned out to be a shadowy but real existence. However, school of vahdat-i vujud took a place nearer to Mutezilites by disapproving creation from nothingness and believing nihility to be fixed prototypes by the Omniscient.
Abstract (Original Language): 
Bu çalışmada vahdet-i şühud ve vahdet-i vücud mekteplerinin yoktan yaratmaya dair görüşleri karşılaştırılmış ve Ehl-i sünnet’e uyumu incelenmiştir. Tartışma “yok”a şey denip denmeyeceğine dair karara göre şekillendiği için bu mesele de araştırılmıştır. “Zihni sübut” olarak da bilinen yokluğun varlığa dönüşüne dair görüşler karşılaştırılmış, âlemin kadim veya hadis oluşuna dair görüşler ele alınmıştır. Her iki tasavvuf mektebinin, “yok”un var edilişini Allah’ın kendini tanıtma isteğinin bir tezahürü olarak gördüğü ve bunun zat makamında değil, sıfat makamında gerçekleştiğine inandığı görülmüştür. Eski Yunan filozofları, yoktan yaratmayı reddederken İslam meşşaileri kabul etmiş ama onlar yokluğu hiçlik olarak görmemiştir. Mutezile de âlemin kendine şeylik atfedilebilen bir yokluktan var edildiğine inandığı için âlemin ezeli olduğunu iddia etmişlerdir. Ehlisünnet Allah’ın yoktan yaratmasını mutlak kudretini ifade etmesi bakımından daha tutarlı bulmuşlardır. Vahdet-i şühut mektebi, yokluğun vehim mertebesinde gölge fakat hakiki bir varlığa dönüştüğüne inanmakla Ehl-i sünnete paralel bir görüşü benimsemiştir. Hâlbuki vahdet-i vücud mektebi, yokluğu ilahi ilimde sabit özler kabul etmiştir. Bununla hiçlik manasındaki yoktan yaratmayı kabul etmemekle mutezileye yakın bir duruş sergilemişlerdir.
FULL TEXT (PDF): 
71-103