You are here

Hegel’in Mantık Anlayışı (Çeviri)

Journal Name:

Publication Year:

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (Original Language): 
Hegel’in Mantık Bilimi adında iki kitabı vardır, fakat ikisi de normalde mantık metni olarak hizmet veren şeye benzemez. Sembol ve kurallarla başlamak yerine, “varlık”, “yokluk” ve “oluş” tan söz ederler. Dolayısıyla biçimsel çıkarım yapıları, “Kavrayış İlkesi” olarak adlandırılan üçüncü ve son kısımda tam olarak kendini gösterir. Beklenti ve gerçeklik arasındaki bu uyumsuzluktan ötürü birçok yorumcu bu iki çalışmanın başlığındaki “mantık” terimine aldırmazlar ve içeriklerini metafizikle ilgili olarak, ya da Kantçı düşünce yapısına sahipseler, aşkın kategoriler sistemiyle ilgili olarak tartışırlar. Ancak Hegel bunları geleneksel bilim dalı başlığı altına koyduğunda ciddi görünüyordu. Felsefi Bilimler Ansiklopedisi’sinin birinci kısmını oluşturan iki sürümden küçük olanı, eserin 1827 ve 1830’daki izleyen iki baskısı sayesinde gelişmeye devam etmiştir. Geniş olan sürüm ise 1831’de Hegel öldüğünde kapsamlıca gözden geçirilmekteydi. O halde sorulacak soru şudur: Hegel “mantık”la ne kastetmekteydi? ’ Bu soruyu yanıtlama doğrultusunda ilk ipucu, yaşadığı dönemin biçimsel mantığını oluşturan, geleneksel kategorik kıyas, tümevarım ve analoji, farazi ve ayırıcı çıkarım hakkında söylemiş olduğu şeyde bulunabilir. Bölüm, ilgili temel öge türleri [(şimdi önermesel işlevler diye adlandırılan) genel kavramlar ve tikeller (ya da tekil başvuru nesneleri) yanında bu tür terimleri daha karmaşık birimler içinde birleştiren yargılar (ya da önermeler)] hakkında bir tartışmayla başlar. Bu formların incelenmesi, daha geniş olan Mantık Bilimi’nin son cildinin ilk üçte birini oluşturur. Yargı ve çıkarımın çeşitli tipleri art arda * The Cambridge Companion to Hegel, 86-101, edt. Frederic C. Beiser, Indiana University, 1993. 318 Hegel’in Mantık Anlayışı www.hikmetyurdu.com www.hikmetyurdu.net www.hikmetyurdu.org tartışma konusu haline gelir. Yalnızca onların yapısı ve geçerliliği değil, fakat aynı zamanda onların sınırları da tanımlanır. Her bir durumda Hegel, böylelikle açığa vurulan – çeşitli varsayımlarda kullanılan zorlamaları ve geçerli silolojizm yapmak için gerekli olan sonuçları, formun bütünüyle kanıtlayamadığını öne sürer. Bu sınırlamalar, onların yargılamalarının ve silolojizmlerinin daha fazla çeşidi olarak sonuçlanan doğrulayıcılarını anımsatır. Hegel bu tarzda çeşitli mantıksal formlar ‘geliştirir’. Onlar bir listeye bağlı olarak basitçe sunulmamaktadır; daha ziyade, birisi ilerisine, eskinin yetersizliğini düzeltmek için niyetlenmiş daha sonrakine öncülük eder1. Mantık Bilimi’nin bu bölümünde, o vakitler Hegel daha ziyade çeşitli mantıksal yargı ve çıkarımların çeşitlerini, onların sınırlarını, temellerini gösteren formel bir mantığın felsefesi gibi bir şeyi yazıyordu. Mantık, onun için, basit şekilde geçerli silolojizmin soyut bir formu değil, daha çok hem formları üreten hem de onların ötesine geçen akıl yürütme işlemidir. O akıl yürütme hakkındaki akıl yürütmedir. Ya da Hegel’in kendisinin söylediği gibi, o kendisi hakkında düşünen düşüncedir. Mantık, kendi işleyişleri hakkında düşünen tek disiplin olduğu için, o felsefe için uygun başlangıç noktasını sağlar. Başka bütün düşünümsel disiplinler doğada, toplumda, bireysel insanda verilmiş olan bir şeyle başlar ve sonra şeylerin neden öyle olduklarını açıklayan nihai prensiplere ulaşmayı sağlamak için düşünceyi kullanır. Onların tümü düşünceyi kendinde-kanıt bir şey olarak varsayarlar. Mantık yalnızca düşünmenin kendisinin çalıştığı tarzı incelemek için düşünmeyi kullanır: Onun terimden terime nasıl hareket ettiği, onun öznel konusundaki özsel olan şeyi nasıl saptadığı, kavramları kendi bileşen parçalarında nasıl analiz ettiğidir.
317 - 334