Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Türk Ticaret Kanunu ve vergi mevzuatı, 1980'li yılların sonlarına kadar
muhasebe hukukumuzu yani muhasebe standartlarımızı oluşturmuş
ve muhasebe uygulamamıza yön vermiştir. 1989 yılında yayımlanan Sermaye
Piyasası Kurulu (SPK) Tebliği ile önce belirli ortaklıklarca düzenlenecek
mali tablolara ilişkin ilke ve kurallar belirlenmiştir; bunu takiben
1992 yılı sonunda yayımlanan ve 1994 yılı başında yürürlüğe giren Maliye
Bakanlığı Tebliği ile de tüm bilanço esasına tabi işletmelerin muhasebe
standartları belirlenmiştir. Sözkonusu her iki tebliğ, genel hatları itibariyle
Uluslararası Muhasebe Standartlarının (UMS) ülkemiz koşullarına
uyarlanması niteliğinde olup, Türk muhasebe hukukunu oluşturmuştur.
Her ne kadar yeni getirilen düzenle muhasebe standartlarımızın
UMS ile uyumu sağlanarak, muhasebe hukukumuz çağdaşlaştırılmış ise
de, vergi mevzuatı ve muhasebe geleneklerimiz nedeni ile bazı farklılıklar
da sözkonusudur. Ülkemiz muhasebe standartları ile UMS arasındaki
en önemli farklılıklar, enflasyon muhasebesi, konsolide mali tablolar,
kur farkı zararlarının muhasebeleştirilmesi, ertelenmiş vergiler, finansâl
kiralama gibi konularda toplanabilir. Unutulmamalıdır ki, yüksek
düzeydeki enflasyon tek başına bilanço ve gelir tablosunu anlamsız bir
duruma getirebilmektedir.
Bu yazımızda genel olarak sözkonusu farklılıklara değinilmesi yanında
anglo-sakson ve almanca yazınında ayrıntılı olarak ele alman ve uygutanan, ancak ülkemizde henüz çok yeni bir kavram olan "ertelenmiş vergiler"
konusu ele alınacaktır.
FULL TEXT (PDF):
- 2
5-15