SYMBOLIC SPACE CONSUMPTION AND THE SOCIALITY IN THE NEW PUBLIC SPHERES: THE CASE OF FATIH HORSE BAZAAR
Journal Name:
- The Journal of Academic Social Science Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Coffee-houses and cafes have been the main places of publicity and sociality from the Ottomans up to date. Coffee-houses that emerged as a secular space in Ottoman social structure have been loaded many functions and been an essential area of sociality over time. In the Republic, this area has continued on the one hand and undergone many transformations on the other. The most fundamental transformation has been emerged in regarding to coverage different social preferences and being re-designed according to modernization. Thus, these areas that shaped by societal have also been an inspection area both for society and the state at the same time. It is aimed to move away from the oriental mentality by modernization of coffeehouses in the early stages of the Republic by the effect of the modernization paradigm. Thus the modern subject tended to the new coffee-houses (that having a collection of newspapers and magazines for its customers) and later to cafes. The new Muslim subject has seen the cafes as an intellectual choice in recent years. It is considered that the cafes are places that the identity and construction of discourse are distinctive and the female gender patterns are made visible through them. New Muslim subject’s rhetorical and practical join to the mixed places is facilitated through the cafes. The cafes as new places of the modern society’s sociality are taken as a problematic in this study for the new Muslim subject. In this context, primarily coffee houses and cafes are compared by a functional analysis using a historical comparative perspective. Subsequently, thematic spaces that arise after the conversion of Fatih Horse Bazaar by being decorated with cafes and restaurants as a street were analyzed by the technique of participant observation. Thereby, the human-city relationship is discussed in terms of the qualities of the new spaces and their frequent customers.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Osmanlıdan günümüze kahvehane ve kafeler en temel kamusallık ve toplumsallık mekânları olmuştur. Osmanlı toplum yapısında seküler bir mekân olarak ortaya çıkan kahvehaneler zamanla birçok işlev yüklenmiş ve temel bir toplumsallık alanı olmuştur. Bu alan, Cumhuriyete gelindiğinde bir yandan devam etmiş bir yandan da dönüşümler geçirmiştir. En temel dönüşüm, farklı toplumsal tercihlere hitap etme ve modernleşmeye göre yeniden dizayn olmada belirmiştir. Böylece toplumsalın biçimlendirildiği bu alanlar, hem toplum hem de devlet için aynı zamanda birer denetim alanı olmuştur. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde modernleşme paradigmasının etkisiyle kahvehaneler asrileştirilerek şark zihniyetinden uzaklaşma hedeflenmiştir. Böylece modern özne kıraathaneye ve sonrasında kafelere yönelmiştir. Son yılların yeni Müslüman öznesi de kafeleri entelektüel bir tercih olarak görmüştür. Kafeler, kimlik ve söylem inşasının belirgin olduğu ve kadın toplumsal cinsiyet kalıplarının onlar yoluyla görünürlüğe taşındığı yerler olarak görülmektedir. Yeni Müslüman öznenin karma mekânlara söylem ve pratik düzeyde katılması, kafeler yoluyla kolaylaşmıştır. Bu araştırmada, modern toplumun yeni toplumsallık alanları olarak kafelerin yeni Müslüman özne için mekân oluşu sorunsallaştırılmıştır. Bu bağlamda öncelikle tarihsel karşılaştırmalı perspektifle kahvehane ve kafeler işlevsel bir analizle kıyaslanmıştır. Ardından katılımcı gözlem tekniğiyle Fatih At Pazarı’nın dönüşüm sonrasında bir sokak olarak kafe ve restoranlarla donatılmasıyla ortaya çıkan tematik mekânlar analiz edilmiştir. Böylece insan-kent ilişkisi, Fatih At Pazarı’nda ortaya çıkan yeni mekânların ve müdavimlerinin nitelikleri açısından ele alınmıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 4
1003-1028