THE EFFECTS OF URBAN GROWTH AND SPRAWL ON THE MISUSE OF FERTILE AGRICULTURAL LANDS IN ANKARA
Journal Name:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
In Turkey, the pace of industrialization and the rapid increase of urban
population cause cities and their hinterland to expand, thus some of the
urban functions are located outside the urban settlement boundaries.
The discontinuous and disjointed settlements lead to a new growth
model in the metropolitan, namely the urban sprawl. This growth mainly
affects and transforms the agricultural land around cities, which is a vital
natural resource for the continuity of ecosystems, and thus, has to be
used efficiently. In this study, emphasizing the nature of the agricultural
land, which is non-renewable and ir-reproducible, the effects of urban
sprawl induced by spatial growth are explained in the case of the Ankara
Metropolitan Area. The misuse of fertile agricultural land around the city
is identified by using the data of the proposed macroforms in development
plans and landuse maps, wich delineate an overall picture of the spatial
transformation. Results show that from the 1950s to the 2000s, the rapid
spatial growth and consequent dispersion of urban functions to the
periphery have degraded the fertile agricultural land, in particular on the
west and on the southwest axes.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Tarih, insanın geliştirdiği yaşamsal aktiviteler içerisinde en fazla tarımın
yeri ve rolü olduğunu kaydeder (1). Uygarlığın gelişiminden beri, tarımsal
alanlarda, doğa yasaları ve insan kullanımı arasında bir denge vardır.
Ancak, özellikle sanayi devriminden sonra ortaya çıkan teknolojik değişim,
nüfus artışı ve kentlerdeki hızlı gelişmeler bu dengeyi bozmuş, bunun
sonucunda da, doğal kaynakların hızla bozulması süreci başlamıştır.
Toprak, geçmişten günümüzde değin, en fazla yok edilen doğal
kaynaklardan birisidir. Yeniden üretilme olanağının olmaması ve insanın
temel gereksinimlerini karşılayan tarımsal üretimin kaynağı olmasına
rağmen, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, sürekli yok edilmektedir. Kentlerin
gelişmesi için yapılan her türlü fiziksel müdahale ve kentsel işlevler
için getirilen mekânsal kullanım kararları toprağın kullanış biçimini
belirlemektedir. Dolayısıyla, toprak-kent ve kentin değişen/dönüşen
yapısını ortaya koyan kentleşme süreci arasında, geçmişten günümüze
değin süren ve gelecekte de devam etmesi kaçınılmaz olan bir ilişki vardır.
Günümüz koşullarında kentlerdeki nüfusun hızla artmaya devam etmesi,
kentlerin alan ihtiyacını da artırmakta ve ortaya çıkan büyüme süreciyle
birlikte kentler mekânda hızla yayılmaktadır. 1960’lar sonrasında kentsel
büyüme ve saçaklanarak yayılma, dünyanın pek çok kentinin özellikle de
metropoliten alanların önemli bir sorun alanını oluşturmuştur (Squires,
2002; Couch et al., 2008; Sorensen, 1999; Keiner et al., 2005; Pengjun, 2011).
Kentsel büyüme sürecindeki saçaklanma, tarım arazilerinin, doğal ve
çevresel olarak hassas bölgelerin yok oluşunu ve bölgesel açık alanların
azalmasını beraberinde getirmektedir. Bu saçaklanma sürecinin, gerekli
önlemler alınmadığı takdirde çevre açısından ciddi sorunlar yaratacağı
açıktır (UN-HABITAT, 2008).
Bu çalışmada, toprağın üretilemez-yenilenemez bir doğal kaynak olduğu
vurgulanarak, kentlerdeki saçaklanarak büyümenin verimli tarım
toprakları üzerindeki etkileri Ankara örneğinde değerlendirilmektedir.
Bu amaçla Ankara’daki arazi kullanımının zaman içindeki gelişimi ve
değişimi, arazi kullanım haritaları ve günümüze kadar yapılan plan
çalışmaları üzerinden incelenmekte ve elde edilen bulgulardan tarım
topraklarının korunması ve etkin arazi kullanımının sağlanması yönünde
öneriler geliştirilmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
273-288