TWO ABSURD PLAYRIGHTS AND TWO PLAYS: IONESCO (THE LESSON), TARDİEU (THE USELESS COURTESY) IN THE AXIS OF
EXISTENCE-CONSCIOUS
Journal Name:
- Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The causes of social, political, economical changes after two great World Wars and Industrial Revolution have been directly felt in many dimensions in human life. A man as an outcast in the universe has lost his hope for life. His life is unimportant and his death is insignificant. Neither his life nor his death is in his hands. The man, the matter of the existence of whom comes before his ego, finds himself in a big nullity, stiving for overcoming the universe. While he is searching for the significance of his existence, he finds out the fact that he comes before the core of his existence; that is to say that first he exists, then he crears his core. In other words, he becomes a man as he defines and forms. By this way, during the struggle of his making his core, he knows himself, others, and coprehends his life. In the process, he both chooses and is chosen. In the same period it is seen that the existentialist doctrine and absurd theatre have similarities in many respects. By this approach in this study, two important playwrights and two plays representing the absurd theatre better have been discussed. La Leçon by lonesco and La Politesse Inutile by Tardieu have been analysed with regard to the principles of Existentialist Doctrine.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
İki büyük dünya savaşı ve endüstri devriminin hemen sonrasında yaşanan sosyal, politik ve ekonomik değişimin etkileri insan yaşamının her alanında doğrudan duyumsanm ıştır. Böylesi boğucu bir ortamda, kendini dünyaya atılmış gibi duyumsayan insan, tüm umutlarını yitirmiş, yaşamdan hiçbir şey beklemez hale gelmiştir. Yaşam da ölüm de boş ve anlamsızdır. Ne yaşamı ne de ölümü kendi elindedir. Varlık sorunsalıyla kuşatılmış ve onun üstesinden gelmeye çalışan birey, büyük bir boşluk içinde bulur kendini. Varlığın anlamının arayışında önce kendini, sonra da varlığın özden önce biçimlendiğini keşfeder yani önce var olduğunu ardından kendi özünü yarattığını bulgular. Başka bir deyişle, kendini nasıl tanımlarsa öyle olur. Kendi özünü oluşturmaya çabalarken kendisini yeniden anlar, ayırdma varır, diğerlerini ve yaşamı tanır. Bu oluşumda hem seçer hem seçilir. Aynı çağda ve ortamda beliren Varoluşçuluk ve Uyumsuz Tiyatro arasında benzerliklerin olduğu açıktır. Bu düşünceden hareketle, bu çalışmada, Uyumsuz Tiaytonun iki başat yazarı ve oyunu incelenmiştir, lonesco'nun La Leçon (Ders) ve Tardieu'nün La Poiitesse Inutile (Gereksiz Terbiye) isimli oyunları Varoluşçuluğun temel ilkeleri yönünden ele alınmıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 18