ACCORDING TO THE INTERNAL MIGRATIONS birthplaces, and the population of Istanbul
Journal Name:
- Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi
| Author Name | University of Author | Faculty of Author |
|---|---|---|
Abstract (2. Language):
İstanbul,
which was the capital of East Roman Empire in 4th century, and of Ottoman Empire in 15th century, has always attracted people from all over the world. The importance of İstanbul has been the main cause for demographic movements and immigaration to the city.
When Ankara became the capital city with the declaration of Republic in 1920's, importance of İstanbul was not decrased. Even after that İstanbul has been the center for industrial, service and financial investments on national and international levels. As a result of that, population of İstanbul has continuously incresed. However, population of İstanbul has increased as a result of urbanization rather than increases in fertility rates. While population of İstanbul was around 800 thousands in 1927 polls, it climbed to 1 million in 1945, 3 million in 1970, 7 million in 1990 and exceeded 10 million in 2000.
Istanbul today faces enormous problems that becomes more complicated with the fast growing population. It is necessary to state that problems not only affect İstanbul but also affect the entire country. As İstanbul copes with the intensive immigration and unhealthy urbanization, it also endavours to gain some features of modern city. These endavours remind us that it will take years to compensate for the ignorance of years to problems of İstanbul. Results of these problems can clearly be seen in cultural, social, ekonomic, politic, demographic and employment areas.
Since it causes many problems, population that moves into İstanbul needs to be closely investigated in terms of origin cities, age, gender, marital status, education and labour force. This paritcular study aims at defining the reasons for migration to İstanbul and draw conclusions for the future.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
M.S.
dördüncü yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu'na, onbeşinci yüzyılda ise Osmanlıya başkentlik yapmış olan İstanbul, tarihin her döneminde bir cazibe ve çekim merkezi olmuştur. Bu çekiciliği ve önemi nedeniyle de sürekli olarak nüfus akımlarına sahne olmuştur.
Cumhuriyet döneminde Ankara'nın başkent olması, İstanbul'un önemini ortadan kaldıramamıştır. Bu dönemde de İstanbul, yatırımların ve özellikle sanayi, hizmet ve finans yatırımlarının ulusal ve uluslar arası düzeyde ilgi odağı olma özelliğini devam ettirmiştir. Bu özelliği nedeniyle İstanbul'un nüfusu da sürekli olarak artış göstermiştir. Ancak kentleşme oranı çok yüksek olan bu kentin nüfusu, doğurganlıktan daha çok dışarıdan almış olduğu göçlerle artmıştır. Cumhuriyet döneminde ilk nüfus sayımı olan 1927 yılında İstanbul nüfusu 800.000 civarında iken bu miktarın 1945 yılında 1.000.000'u, 1970 yılında 3.000.000'u, 1990 yılında ise 7.000.000'u ve 2000 yılında da 10 milyonu aştığı görülmektedir.
Nüfusu hızla artan İstanbul, çözülmesi gittikçe güçleşen sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Ancak bu sorunların sadece İstanbul'u değil, aynı zamanda tüm ülkeyi etkilemekte olduğunu özellikle belirtmemiz gerekmektedir. Aşırı göç ve sağlıksız kentleşmenin tüm özelliklerini taşıyan ve acı meyvelerini her geçen gün daha fazla tatmakta olan İstanbul, aynı zamanda da kent hayatının imkânlarını ve özelliklerini kazanmaya ve ciddi bir dönüşümü gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu çabalar bir anlamda yılların getirdiği ihmal ve hataların telafi edilmesinin ne kadar uzun zaman alacağını da hatırlatmaktadır. Ortaya çıkan bu sorunların etkisini sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal, demografik ve istihdam alanlarında görebilmekteyiz.
İşte, birçok sorunun kaynağı olması nedeniyle, İstanbul'a dışarıdan gelen nüfusun geldikleri il ve bölgeler, yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim ve işgücü açısından özelliklerinin ortaya konabilmesi ve geleceğe ışık tutması amacıyla bu çalışma gerçekleştirilmiştir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
83-140