You are here

İlkel Toplumlarda Yasa Ve Düzen

Journal Name:

Publication Year:

Keywords (Original Language):

Author Name
Abstract (2. Language): 
Primitive human is an exemplary citizen who completely respects the rules of his/her own community and who is ready to obey them at any time. In the same way, following all the rules and restrictions determined by the tribe are accepted as axiom. Primitive human greatly respects own customs and traditions, automatically submits to orders. Everything is based on the fear of supernatural ideas and punishments, in addition to deep loyalty to "group feeling". However, has there ever been any person - whether civilized or primitive - who followed the undesired, boring rules and taboos without having difficulties? Nevertheless, this understanding is dominant in the studies about primitive order and primitive rules.
Abstract (Original Language): 
İlkel insan, kendi topluluğunun yasalarına tam saygı duyan ve her zaman bunlara uymaya hazır olan örnek bir vatandaştır. Aynı şekilde kabilenin koyduğu tüm kurallarla ve engellere uyması bir aksiyom olarak kabul edilmiştir. İlkel insan kendi töre ve geleneklerine büyük bir saygı duyar, buyruklara kendiliğinden boyun eğer. Her şey doğaüstü görüşlerin ve cezaların korkusuna bağlıdır ve ayrıca "grup duygusuna" derinden bağlılıktan yanadır. Ancak diğer yazar; bir insanın – ister uygar olsun, ister ilkel – arzu edilmeyen, can sıkıcı kurallara tabulara zorlanmadan uyduğu hiç görülmüş müdür? Ama yine de ilkel düzen ve ilkel yasa üzerine yapılan araştırmalarda bu anlayış egemendir. Yazar bu görüşün bazı savunucularından alıntılar yapıyor. Mesela Dr. Lowie şöyle der: "Töresel niteliğe sahip olan yasalara, genelde bizim yazılı yasalarımıza göre daha bir özenle uyuluyor veya daha doğrusu kendiliğinden boyun eğiliyor. İlkel bir Avusturalyalının yasalara "özenle" boyun eğmesini, Newyork'lu birininkiyle karşılaştırmak, tehlikeli bir yönteme başvurmaktır. Gerçek olan şey; bir toplum kendi üyelerinin yasalara "özenle" uymasına güvenmedikçe, yani bireyler yasalara "kendiliğinden boyun eğmedikçe, o toplum etkin bir işleyiş kazanamaz. Ayrıca her uygarlıkta kimi yasa, tabu ve zorunluluklar vardır. Biraz bunlara ahlâksal, duygusal veya pratik nedenlerle boyun eğer, ama ortada bir "kendiliğindeknlik " yoktur. İşte yazar bu ve benzer yaklaşımların eksikliğine işaret ediyor. Bunun en büyük sebebi de ilkel yasayı oluşturan güçlerin karmaşık ve belirsiz niteliğe sahip olmasıdır diyor. Şöyle ki; bizler yasama ve yürütmenin kesin düzeneğine alışmış olarak, ilkel toplumda da aynısını arıyoruz ve bulamayınca ilkel insanın kendi yasalarına ilkel eğilimi sayesinde boyun eğdiği sonucuna varıyoruz. Başka bir ifadeyle ilkel topluluklar tüm bu kurumlardan yoksun olduğuna göre, bunlara yasa uygulamaya gerek kalmıyor ve kendiliğinden boyun eğiliyor. Yazar buna karşı olarak, bizzat kendisinin tecrübesiyle Melanezya örneğini sunuyor.
FULL TEXT (PDF):