CINEMA'S APPROACH TO THE VIOLENCE THAT REFLECTS
FROM TELEVISION
Journal Name:
- Turkish Studies
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Television has had an important place in people's lives since it first
started broadcasting and in the meantime it became an essential device
in families' lives. For this reason, researchers have always been interested
in this device. In researches, there have been various criticisms and
accusations about television, which is accepted as the most effective
mass medium on viewers, and a negative television image has been
created. Including violence in almost all of its programs has been at the
forefront of these criticisms. Television's frequent use of violence for the
sake of rating and making violence a show to watch has been the subject
of many studies. As a result of these studies, it is determined that the
violence reflecting from television has many negative effects especially on
children and the young. Accordingly, people who watch violent programs
start to consider violence as usual and ordinary, and lose their sense of
empathy and sympathy. In this respect, this study aims to reveal under
which topics the movies criticise the violence that reflects from the
television. In the scope of this aim, Network (1976, Sidney Lumet),
Benny's Video (1992, Michael Haneke), 15 Minutes (2001, John Herzfeld),
Hunger Games (2012, Gary Ross), Hunger Games: Catching Fire (2013,
Francis Lawrence), Nightcrawler (2014, Dan Gilroy) films were chosen
and analysed. As a result of the analysis, it was concluded that these
movies, which put television in the centre of their stories, were based on
studies and scientific research on television and heavily criticised the
presentation of violence on television under various topics.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Televizyon, ilk yayına başladığından bugüne değin insanların hayatında çok önemli bir yer edinmiştir ve süreç içerisinde ailelerin hayatında vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. Bu nedenle araştırmacıların ilgisi sürekli olarak bu aracın üzerinde olmuştur. Yapılan araştırmalarda izleyiciler üzerinde en etkili kitle iletişim aracı olarak kabul gören televizyona yönelik çeşitli eleştiriler, suçlamalar yöneltilmiş ve olumsuz bir televizyon imgesi yaratılmıştır. Bu eleştirilerin başında televizyonun hemen her programında şiddete yer vermesi gelmektedir. Televizyonun reyting amacıyla şiddeti ekranlarında sıklıkla kullanması ve şiddeti seyirlik bir gösteriye dönüştürmesi çok sayıda araştırmanın konusunu oluşturmuştur. Bu araştırmalar sonucunda televizyondan yansıyan şiddetin özellikle çocuklar ve gençler üzerinde çok sayıda olumsuz etkisi olduğu saptanmıştır. Buna göre şiddet içerikli programları izleyenler, şiddeti olağan ve sıradan kabul etmeye başlamakta, acıma ve empati duygularını kaybetmektedirler. Buradan hareketle çalışma, sinema filmlerinin televizyondan yansıyan şiddeti hangi başlıklar altında eleştirdiğini ortaya koyabilmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç kapsamında; Şebeke (1976, Sidney Lumet), Benny’nin Videosu (1992, Michael Haneke), 15 Dakika (2001, John Herzfeld), Açlık Oyunları (2012, Gary Ross), Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak (2013, Francis Lawrence) ve Gece Vurgunu (2014, Dan Gilroy) filmleri seçilerek analiz edilmiştir. Analiz sonucunda televizyonu anlatısının merkezine koyan bu filmlerin, televizyon hakkında yapılmış çalışmaları ve bilimsel araştırmaları temel aldıkları ve şiddetin televizyondaki sunumuna yönelik çeşitli başlıklarda ağır eleştiriler getirdikleri görülmüştür.
FULL TEXT (PDF):
- 35