LANGUAGE POLICIES PURSUED IN THE AXIS OF OTHERING AND IN THE PROCESS OF CONVERTING SPOKEN LANGUAGE OF TURKS LIVING IN RUSSIA INTO THEIR WRITTEN LANGUAGE
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Language is an object realized in two ways; spoken language and written language. Each language can have the characteristics of a spoken language, however, every language can not have the characteristics of a written language since there are some requirements for a language to be deemed as a written language. These requirements are selection, coding, standardization and becoming widespread. It is necessary for a language to meet these requirements in either natural or artificial way so to be deemed as a written language (standard language).
Turkish language, which developed as a single written language till 13th century, was divided into languages as West Turkish and North-East Turkish by meeting the requirements of a written language in a natural way. Following this separation and through a natural process, it showed some differences in itself; however, the policy of converting the spoken language of each Turkish clan into their written language -the policy pursued by Russia in a planned way- turned Turkish, which came to 20th century as a few written languages-into 20 different written languages. Implementation of discriminatory language policies suggested by missioners such as Slinky and Ostramov to Russian Government, imposing of Cyrillic alphabet full of different and unnecessary signs on each Turkish clan by force and othering activities of Soviet boarding schools opened had considerable effects on the said process.
This study aims at explaining that the conversion of spoken languages of Turkish societies in Russia into their written languages did not result from a natural process; the historical development of Turkish language which is shaped as 20 separate written languages only because of the pressure exerted by political will; and howthe Russian subjected language concept -which is the memory of a nation- to an artificial process.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Dil, konuşma dili ve yazı dili olmak üzere iki şekilde hayat bulan bir varlıktır. Her dil konuşma dili özelliği taşıyabilir; fakat her dil yazı dili olma özelliği taşıyamaz. Çünkü yazı dili olmanın gerektirdiği bazı şartlar vardır. Bu şartlar seçilme, kodlama, standartlaşma ve yaygınlaşmadır. Bir dilin yazı dili (standart dil) olması için bu şartları ya doğal ya da yapay bir şekilde gerçekleştirmesi gerekmektedir.
13.yüzyıla kadar tek bir yazı dili halinde gelişen Türk dili, yazı dili olmanın gerektirdiği şartları doğal bir şekilde yerine getirerek kendi içerisinde Batı ve Kuzey¬Doğu Türkçeleri olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Bu ayrılık daha sonra yine doğal bir süreç yaşamak kaydıyla kendi içerisinde bazı farklılıklar göstermiştir; ancak Rusların, plânlı bir şekilde uygulamış olduğu, her Türk boyunun konuşma dilini ayrı bir yazı diline dönüştürme politikası, 20. yüzyıla kadar birkaç yazı dili halinde devam eden Türkçeyi, 20 ayrı yazı dili haline getirmiştir. Bu sürece, İlminsky ve Ostramov gibi misyonerlerin Rus hükümetlerine önerdiği ayrılıkçı dil politikalarının uygulanması, her Türk boyuna ayrı ve gereksiz işaretlendirmelerle dolu Kiril alfabesinin zorla kabul ettirilmesi ve açılan Sovyet yatılı okullarının ötekileştirme faaliyetlerinin çok büyük tesirleri olmuştur.
Bu çalışmada, Rusya'daki Türk halklarının konuşma dillerinin yazı dili olurken doğal bir süreç takip etmediği ve sadece siyasî iradenin baskıları sonucunda 20 ayrı yazı dili halinde şekillenen Türk dilinin tarihî macerası ile bir milletin hafızası demek olan dil kavramının Ruslar tarafından nasıl sunî bir sürece tâbi tutulduğu anlatılacaktır.
FULL TEXT (PDF):
- 7
662-678