THE NATIVE CHRONICLES OF THE MANGHITS PERIOD
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
From the sixteenth century, the Manghit tribe, which was one of the prominent political figures of Turkestan, had not established an independent entity; but in the Khanate Bukhara which was under the Shibanids and Astrakhanids, the leaders of this tribe assumed important offices. In 1756, although the leaders of Manghit tribe were not descended from Chinggis Qaghan, they demanded for the power and gained it from the Astrakhanid Dynasty in the Bukharan Khanate and started a period which was called with their own names. In this era, which succeeded ten persons one after another, the Amirate of Bukhara preserved its position as the strongest state of Turkestan. As being in the periods of Shibanids and Astrakhanids, historiography continued in the period of Manghit Dynasty as well. But the main question of historiography in this period, especially in the first chronicles, was the problem of legitimacy of sovereigns. On the one hand the descents of the members of Manghit Dynasty were tried to be correlated with Chinggis Qaghan, on the other hand the descents of the dynasty were tried to be based on the Prophet Muhammad. In the later chronicles, the main focus became the process of the Russian occupation of Central Asia. As some of the chronicles started to the narration from the first human, the others began by the Prophet Muhammad, Chinggis Qaghan or the Manghit Dynasty. Even some of them focus only on one sovereign. In the chronicles, written in Persian and Tajik, the social and economic matters were neglected, and the subject developed mostly around the political events and achievements of the kings. In this study, it will not be handled all of the native and foreign contemporary sources. Rather, by examining the native chronicles of the Manghits period, their key features will be brought out.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
XVI.
yüzyılı
n başından itibaren Türkistan siyasetinin önemli figürlerinden biri olan Mangıt kabilesi başlangıçta bağımsız bir siyasi yapı oluşturamasa da Şibaniler ve Astrahaniler hanedanlarının yönetimindeki Buhara Özbek Devleti'nde bu kabilenin liderleri önemli görevler üstlenmişlerdir. 1756 yılında Cengiz Han soyundan olmadıkları halde iktidar talebinde bulunup bunu elde eden Mangıt Kabilesi liderleri, Buhara Hanlığı'nda Astrahanî Hanedanı'ndan yönetimi devralmışlar ve 1920 yılına kadar süren ve kendi isimleriyle anılan dönemi başlatmışlardır. Hanedandan birbiri ardı sıra on kişinin yönetici olduğu bu dönemde Buhara Emirliği, Türkistan'ın en güçlü devleti olma özelliğini korumuştur. Şibanîler ve Astrahanîler döneminde olduğu gibi Mangıt Hanedanı döneminde de tarih yazıcılığı devam etmiştir. Ancak bu dönemin özellikle ilk vakayinamelerinin temel meselesi hükümdarların meşruiyet problemi olmuştur. Vakayinamelerde Mangıt Hanedanı üyeleri bir yandan Cengiz Han ile irtibatlandırılmaya çalışılırken bir yandan da hanedanın soyu Hz. Muhammed'e dayandırılmaya çalışılmıştır. Son dönem kaynaklarında ise Orta Asya'nın Rusya tarafından işgal süreci işlenen konuların başında gelmiştir. Kroniklerin bir kısmı anlatıma ilk insandan başlarken, içlerinde Hz. Muhammed, Cengiz Han veya Mangıt Hanedanı ile başlayanlar da mevcuttur. Hatta bazıları sadece bir hükümdara hasredilmiştir. Farsça ve Tacikçe kaleme alnınan vakayinamelerde iktisadi ve toplumsal meseleler ihmal edilmiş, konu daha çok siyasi olaylar ve hükümdarların başarıları çevresinde gelişmiştir. Bu makalede Mangıtlar dönemi ile ilgili yerli ve yabancı çağdaş kaynakların hepsi ele alınmayacak, sadece yerli vakayinameler incelenerek onların temel özellikleri ortaya konulmaya çalışılacaktır.
FULL TEXT (PDF):
- 3
781-800