THE DIVINE AND HUMAINISTIQUE DIMENSION OF T H E
REALITY OF HUMAIN AND LANGUAGE IN TERMS OF
COMMUNICATION
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
In this article, we have studied two aspects of language: Divine
and human aspects. Considering the history of mankind, we see that
human and language are inseparable because the presence of each is
dependent on the existence of the other. Whatever in human beings can
only become apparent through language, which is a system of
communication. In the introduction part of "Messages and Signals",
Luis J . Prieto says: "Although the creation of human being was
prerequisite for the creation of language, it proved possible to understand
what human is only through the creation of language". Considering the
issue from this perspective, the questions how and when language was
formed first come up involuntarily. The study of Holy Books like Old
and New Testament has revealed that the God created Adam first and
then taught him the names of the beings in the universe, so that the
Creator, who wanted to be known, enabled the Divine Communication.
There is a parallelism between the system of Divine communication and
the system of human communication in that we see Roman Jakobson's
six factor communication schema in both systems: 1) Sender of the
message 2) Receiver of the message 3) Message 4) Code 5)
Communication channel 6) Reference. In Divine level, the first
communication occurred between the Creator and Adam, and the first
human communication was made between Adam and his wife Eve. In
both forms of communication, language was taught to Human beings. It
is not an inborn peculiarity. Humans have no idea about what language
is when they are born, and a newborn child first learns language just as
Adam did. Then he/she gets idea about himself / herself and the social
environment where he/she lives. Language signals which occur and
develop in social environments are just like living organisms that are
born, develop and disappear, depending on their nature and conditions.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
İnsanlık tarihine baktığımız zaman, insan ve dil gerçeğinin
birbirinden ayrılmayan iki önemli unsur olduğunu görürüz. Çünkü
birinin varlığı diğerini gerektirmektedir. İnsanda ne varsa onun
tezahürü (ortaya çıkması) ancak onun iletişim sistemi dil ile
gerçekleşmektedir. Fransız dilbilimci Luis J . Prieto, "Mesajlar ve
Göstergeler " adlı eserinin giriş bölümünde, "Dilin yaratılması için önce
insanın yaratılması gerekti ise de insanın ne olduğunun anlaşılması
ancak dilin yaratılmasıyla mümkün olmuştur' (Mounin, 1974: 21)
demektedir. Konuya bu noktadan bakınca ister istemez insanın aklına
dilin ne zaman, nasıl oluştuğu soruları gelmektedir. Eski ve Yeni Ahit
gibi Kutsal Kitaplar, Tanrının ilk Adem'i yarattığını ve sonra ona
evrendeki varlıkların isimlerini öğrettiğini ortaya koymuştur ve
kendisinin bilinmesini isteyen Tanrı iletişimi etkin kılmıştır. Roman
Jakobson'un altı faktör iletişim şemasının iki sisteminde Kutsal iletişim
sistemi ve insan iletişim sistemi arasında bir paralellik olduğunu
görüyoruz. 1) Mesajı gönderen, 2) Mesajı Alan, 3) Mesaj, 4) Kod, 5)
İletişim Kanalı. İlahi düzeyde, ilk iletişim Tanrı ve Adem arasında, insan
iletişiminde de Adem ve eşi Havva arasında gerçekleşmiştir. Her iki
iletişim türünde de, dil insanlara öğretilmiştir. Bu doğuştan gelen bir
özellik değildir. İnsanlar doğdukları zaman dil hakkında hiçbir fikirleri
olmaz ve Adem'in yaptığı gibi öğrenirler. Yaşadığı çevreyle birlikte bazı
fikirler edinir. Dilin belirtileri sosyal ortamlarda kendi doğası ve
koşullarına bağlı olarak doğan, yaşayan organizmalar gibi ortaya çıkar
ve gelişir.
- 10