SOCIAL, CULTURAL AND SPATIAL TRANSFORMATIONS OF CONDOLENCE HOUSE(S) IN THE CONTEXT OF MIGRATION AND URBANIZATION–CASE STUDY OF THE CITY OF DIYARBAKIR
Journal Name:
- Turkish Studies
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Diyarbakır has a traditional city character together with its economic, cultural and social structure creating awareness among the cities of the Southeastern Anatolian region. Being exposed to an involuntary rural migration due to regional problems, the city hosts new spatial transformations coming into existence in the appearance of religious, cultural and social values forming the social system. Embodying in with the impulse of rural migration in the plane of urban layers, “condolence houses” have been patterns of traditional life retaking shape. Condolence houses have been the reference points of also urban life, which reveal the relationships of social layers at group level in spatial formation, in terms of people coming together around a humanitarian pain shared.
Transforming to an absolute reality in the world of human being, “death” points out an inevitable result in the creation of every living creature. Hinted with various meanings in the context of divine religions and other beliefs, “death” emphasizes the beginning of a life imagined in the eternal or next world rather than the reality of extinction. Shaping the cultural arrangement of social life, values make room for rituals and traditions shared in the memory of people tectonically in relation to the reality of death. Death and condolence, to which a religious meaning is attributed in the imagination of a cultural and psychological fact, contribute people to come together and share their pains.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu bölge kentleri arasında farkındalık yaratan iktisadi, kültürel ve toplumsal yapısıyla birlikte geleneksel bir kent karakterine sahiptir. Bölgesel sorunlar nedeniyle iradi olmayan kırsal bir göçe maruz kalan kent, toplumsal dizgeyi oluşturan dinsel, kültürel ve sosyal değerlerin tezahüründe ortaya çıkan yeni mekânsal dönüşümlere ev sahipliği yapmaktadır. Kentsel katmanların düzleminde kırsal göçün itkisiyle dışa vuran “taziye evleri”, geleneksel yaşamın yeniden biçim alan örüntüleri olmuştur. Taziye evleri, bölüşülen insani bir acının etrafında bir araya gelen insanların; mekânsal biçimlenmede toplumsal katmanların grupsal düzeydeki ilişkilerini ortaya koyan ve aynı zamanda da kentsel yaşamın birer nirengi noktaları olmuşlardır.
Beşeri bir varlık olan insanın dünyasında mutlak bir gerçeğe dönüşen “ölüm”, her canlının fıtratında kaçınılmaz bir sonucu işaret etmektedir. Semavi dinler ile diğer inançların bağlamında farklı anlamlar atfedilen “ölüm”, yok olmanın gerçeğinden öte; bengi ya da öteki dünyada tahayyül edilen bir yaşamın başlangıcına vurgu yapmaktadır. Toplumsal hayatın kültürel dizgesine yön veren değerler, tektonik olarak insanların hafızasında ölüm gerçeğine dair paylaşılan ritüellere ve geleneklere yer açar. Kültürel ve psikolojik bir olgunun tasavvurunda dinsel bir anlam yüklenen ölüm ve taziye, insanların bir araya gelmesine ve acılarının paylaşılmasına veçhe olur.
FULL TEXT (PDF):
- 13