You are here

Foucault’nun İktidar Görüşü Hakkındaki Eleştiriler Üzerine Bir Çalışma

A Study on the Criticisms about Foucault’s Opinion of Power

Journal Name:

Publication Year:

Keywords (Original Language):

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (2. Language): 
In this study, will be made the evaluation of some criticisms made for Foucault’s power views in the context of state and power relationship. While doing this, first of all Foucault’s views about the power will be discussed shortly in this context and then the criticisms will be examined. Finally, an evaluation will be made moving from Foucault’s ideas. Foucault criticizes the viewpoints discussing the power dependent on the state. Because according to him, such kind of evaluations remains insufficient while discussing power problem. However, power has a wider and more common basis. Of course, the state has an important role in the functioning of the power; however this is not mean that power is equal to the state. On the other hand, the power is running not only with the power of the rules but also through the norms when the law is concerned. Right runs in the context of a “game of norm”. This doesn’t mean that to reduce the rules to the norms or to say that the rules are insignificant in legal procedures. This, rather, emphasizes the role of norm in the law.
Abstract (Original Language): 
Bu çalışmada Foucault’nun iktidar görüşüne devlet ile iktidar ilişkisi bağlamında yapılan bazı eleştirilerin değerlendirilmesi yapılacaktır. Bu yapılırken, öncelikle, Foucault’nun iktidara dair söyledikleri, bu konu bağlamında, kısa bir şekilde ele alınacak ve daha sonra yapılan eleştiriler irdelenecektir. Son olarak da Foucault’un düşüncelerinden hareketle bir değerlendirme yapılacaktır. Foucault iktidarı devlete bağlı olarak ele alan görüşleri eleştirmektedir. Çünkü ona göre, bu türden değerlendirmeler iktidar sorununu ele alırken yetersiz kalmaktadır. Oysa iktidar daha geniş ve yaygın bir temele sahiptir. Devletin iktidarın işleyişinde önemli bir rolü vardır elbette; ancak bu, iktidar eşittir devlet demek değildir. Öte yandan iktidar, hukuk söz konusu olduğunda, sadece yasaları gücüyle değil, normlar aracılığıyla da işlemektedir. Hukuk, bir “norm oyunu” bağlamında iş görmektedir. Bu da, yasaları normlara indirgemek veya yasaların hukuksal prosedürlerde önemsiz olduğunu söylemek demek değildir. Bu, daha çok, normun hukukta oynadığı role vurgu yapmaktır. Foucault, düzenli ve meşru iktidar biçimlerini, genel mekanizmaları ya da toplu etkileri olabilecek şeyler bakımından analiz etmek değil; aksine iktidarı aşırılıklarında, uç çizgilerinde, kılcallaştığı yerde kavramak gerektiğini belirtir. Başka bir ifadeyle, bu, iktidarı gitgide daha az hukuksal olan uç noktalarında kavramaktır. Bununla birlikte, iktidarı kütlesel ve homojen bir tahakküm fenomeni olarak bir bireyin, bir grubun veya bir sınıfın başkaları üstündeki tahakkümü olarak görmemek de gerekir. Ona göre, bir güç ilişkileri çokluğu olan iktidar her toplumsal ilişkide üretilir ve her yerde vardır. Foucault, devlet aygıtının, yasaların ya da diğer hegemonik biçimlerin, iktidarı tanımlayan stratejilerin kristalize olarak aldığı biçimlerden oluştuğuna dikkati çeker. Bu bağlamda, iktidar ancak işlediği zaman varolduğu için, onun işleyişinin analizini yapmak, hangi durumlarda egemenlik biçimlerine büründüğünü saptamak gerekir. Kendine yöneltilen eleştirilere karşılık olarak Foucault, iktidarın, her şeyi açıklayacak şey olduğunu asla iddia etmediğini belirtir. O, sorununun ekonomiye dayalı bir açıklamanın yerine iktidara dayalı bir açıklamayı koymak olmadığını, aksine iktidar konusunda yapmış olduğu farklı analizleri koordine etmeyi, sistemleştirmeyi denemek olduğunu söyler. Öte yandan Foucault, günümüzde entelektüelin rolünün yasalar koymak, çözümler önermek, kehanette bulunmak olmadığını belirtir. Çünkü böyle yaptığında, sadece belirli bir iktidar durumunun işleyişine katkıda bulunmuş olur. Foucault bu durumu eleştirir ve amacının, ekonomiyi temel alan bir açıklamanın yerine iktidarı temel alan bir açıklamayı koymak olmadığını belirtir. O, iktidar sorunu etrafında biçimlendirilen farklı analizleri ve yaklaşımları düzenlemeyi ve sistemleştirmeyi denediğini söyler. İktidarın tam anlamıyla kendini dayatan, genel, soyut bir ilke olduğu ve iktidarı açıklayamadığı şeklindeki iddiaları ise anlayamadığını belirtir.
23
30

REFERENCES

References: 

BAUDRILLARD, J. (1998) Foucault’yu Unutmak, trans. Oğuz Adanır, İzmir: Dokuz Eylül Yayınları.
DELEUZE, G. (2006) Müzakereler, trans. İnci Uysal, İstanbul: Norgunk Yayıncılık.
DEVECİ, C. (1999) “Foucault’nun İktidar Kavramsallaştırmasında Siyasal Boyutun Ayrıştırılamazlığı”, Doğu Batı, sayı 9, pp. 23-39, Ankara: Doğu-Batı Yayınları.
FOUCAULT, M. (1993) Cinselliğin Tarihi I, trans. Hülya Tufan, İstanbul: Afa Yayınları.
FOUCAULT, M. (2003) İktidarın Gözü Seçme Eserler 4, trans. Işık Ergüden, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
FOUCAULT, M. (2004) Marx’tan Sonra, trans. Gökhan Aksay, İstanbul: Çiviyazıları Yayınevi.
FOUCAULT, M. (2005a) Entelektüelin Siyasi İşlevi Seçme Eserler 1, trans. Işık Ergüden-Osma Akınhay-Ferda Keskin, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
FOUCAULT, M. (2005b) Özne ve İktidar Seçme Eserler 2, trans. Işık Ergüden-Osman Akınhay, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
NEWMAN, S. (2006) Bakuninden Lacan’a Anti-Otorieteryanizm ve İktidarın Altüst Oluşu, trans. Kürşad Kızıltuğ, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
SARUP, M. (1995) Postyapısalcılık ve Postmodernizm, trans. A. Baki Güçlü, Ankara: Ark Yayınevi.

Thank you for copying data from http://www.arastirmax.com