Heredia's Influence on the Poetic Language of Yahya Kemal in Kendi Gök Kubbemiz
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
In Yahya Kemal's Kendi Gök Kubbemiz, it is possible to trace the influence of Jose-Maria de Heredia, one of the leading representatives of the French Parnassus School, in terms of its epic discourse and stylistic features. On the other hand, such an influence is not a superficial imitation; it is more correct to say that Yahya Kemal was able to create his own style through the mediation of Jose-Maria de Heredia. In this context, Yahya Kemal refused the example of "Servet-i Fünun Literature," which blindly imitated "European Culture" by constructing a superficial language only accessible to a certain section of the public. In his verse, Yahya Kemal follows the rules of prosody, creating poems that are rich in sonority and that can be learnt by heart, just like a song or march. Consequently, form or how it is said becomes more important than content or what is said. In terms of its style and content, Yahya Kemal's "pure poetry," which we can call "white poetry," appears to be a synthesis of the old and the new understandings of poetry.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Yahya Kemal Beyatlı'nın Kendi Gök Kubbemiz (1961) adıyla yayımlanan şiir kitabında, Fransız Parnas ekolünün önde gelen temsilcilerinden Jose-Maria de Heredia'nın gerek destansı söylem, gerek biçim özellikleri bakımından etkisi söz konusudur. Ne var ki, bu etkiyi sıradan bir etkilenme ya da yüzeysel bir taklit durumuyla açıklamak yanlış olur; Yahya Kemal, Jose-Maria de Heredia aracılığıyla, kendi şiir dilini oluşturabilmiştir demek daha doğru olur. Bu bağlamda Türk şair, "Servet-i Fünun Edebiyatı" temsilcilerinin yaptığı gibi, belirli bir kesime hitap eden ve "Avrupa kültürif'nü yapay bir dil oluşturarak körü körüne taklit eden bir şiir anlayışını reddederek, özellikle "Milli Edebiyat" etkisi altında, "konuşulan Türkçe"yi şiirde kullanmak ve herkesin anlayabileceği bir şiir vücuda getirmek istemiştir. Aruz vezninin dar kalıplarına göre oluşturduğu yalın, "müzikalite" kaygısı taşıyan dizelerinde Yahya Kemal, tıpkı bir marş ya da şarkı gibi ezberlenebilecek bir şiir yaratmaya çalışmış; bunu yaparken de ses özelliği bakımından zengin sözcükleri kullanmıştır. Bunun sonucu olarak, şiirlerinde biçim içeriğin üstünde bir değer olarak yer almakta ve şiirde işlenen konulardan ziyade bunları ifade etme biçimi ön plana çıkmaktadır. Yahya Kemal'in "beyaz şiir" olarak da adlandırabileceğimiz "saf şiir" anlayışı ile yazdığı şiirler hem biçim hem de içerik bakımından eski ve yeni şiir anlayışlarının bir sentezi olarak karşımızda durmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 2
113-121