Buradasınız

UYGARLIK, MODERNİTE ve MEDENİYET SÖZCÜKLERİNİN HUKUKA BAKAN YÜZÜ

Journal Name:

Publication Year:

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (Original Language): 
Eğer sözlüklerimiz mitolojik öğelerle dolu olsaydı, "uygarlık" birinci sırda yer almayı hak ederdi. Bu konumlandırma, bir tanımlamayı gerektirecektir. Ama Braudel, ümitsiz bir şekilde, uygarlık "disiplinsiz yaşayan bir sözcüktür1 der. Bu disiplinsiz sözcük, farklı alanların her birinin kendi kavramlarını öne çıkarması nedeniyle, herkesi memnun edecek ölçüde, yetkin bir tanımlama ile karşılanamıyor. O halde sözcüğün tanımlanmasından çok, bizim için ne ifade ettiği önemli bir çıkış noktası olabilir. Geçmişin bir noktasına yerleşerek, yaşamını sürdüren bu sözcük, "henüz bir tamamlanmamıştık" 2 mıdır? Öyle görünüyor ki insan, bir gün her yönü ile uygar bir yaşama kavuşsa da "uygarlık" tatmin edici ölçüde tanımlanamayacak ama hep arzula-nacaktır. Çünkü "uygarlık" yapıcı bir sözcüktür. Eğer uygarlık, geçmişe dair bir sözcük3 ise çok geniş bir çerçevede, bu geçmiş bize modern devletin tarihini de özetler. Öte yandan devletin bu günkü varlığı, geleceğimizin az-çok öngörülebilir olasılıklarını belirlemeye yarayabilir4. Çalışmanın başlığını yadırgayan okuyucu bu ifade biçimine çok şaşırmamalıdır. Zira insanlığımızın kaba bir sürüden uygarlık düzeyine, tabii halden sosyal hale nasıl evirildiğini anlatan ve modern devleti doğuran süreç, aynı zamanda bir uygarlaşma öyküsüdür. Modernité d e uygarlık gibi tamamlanmamış bir sürece işaret eder mi? 18.yüzyılda "uygarlık... henüz tamamlanmamıştık (d'Holbach) sözleri ile 20.yüzyılda modemiteyi "..tamamlanmamış bir proje"5 olarak değerlendiren yaklaşım hangi ölçüde benzeşmektedir? Yoksa her ikisi de kazanımlarımızın henüz yetersiz olduğunu belirten, bir hayal kırıklığından mı sözeder? Bu çalışma, yukarıdaki soruları cevaplayabilme kaygısı taşır. Önce uygarlık ve modernité arasındaki ilişki hukuk ekseninde araştırılarak, modern devletin oluşumuna etkisi saptanacaktır. Daha sonra, uygarlık sözünün karşılığı olarak Türkçe'de uzun yıllar kullanılan "medeniyet" sözcüğünün, Türk hukuk devriminde nasıl bir nosyon üstlendiğinin üzerinde durulacakür.
103-118