Buradasınız

ELEŞTİREL AÇIDAN BİR KİMLİK VE İNANÇ ÖRTÜSÜ OLARAK 'TAKİYYE'

FROM THE CRITICAL POINT THE DISSIMULATION AS A COVER OF THE PERSONEL IDENTITY AND THE BELIEF

Journal Name:

Publication Year:

Keywords (Original Language):

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (2. Language): 
The purpose of the article is to resarch the meaning of the taqiyah or dissimulation and its practices by Islamic setts in the history. I discussed its literally meanings and practices according to the Shi'ite. I studied the blieves in laqiyah according to the other Islamic sects like Ahlus Sunnah, Hawarij and Mu'tazilah. It is appeared that the question of taqiyah was discussed among the Islamic sects in the early centuries after Muhammad had died. And it was explained that it is a part of the Shi'ite theology as a doctrine and has many writings by the virtue of taqiyah. It is enlightened that the Sunnis' blief in Shi'iles* taqiyah as pure hypocrisy and a lack of i'ailh in this article. Furthermore. Hawarij declared in which there was no taqiyah as a doctrine in Islamic believes. In the end, it is claimed that besides Islamic sources, Turkish religious tradition has no permission of taqiyah as a doctrine.
Abstract (Original Language): 
Bu makalenin amacı takiyye kelimesinin tarih içerisinde kazandığı anlamları ve çeşitli İslam mezhepleri tarafından uygulanış şekillerini tespit etmektir, Bu nedenle Şîa, Ehl-i sünnet, Havâric ve yeri geldikçe de Mutezilenin takiyye inançları söz konusu edilmiştir. İslam peygamberinden hemen sonra taitışma konusu haline gelen takiyye kavramının özellikle şîa tarafından bir inanç prensibi haline getirildiği görüşü üzerinde duııılmuştur. Şiî kaynaklardaki konuyla ilgili bilgilere dayanılarak takiyyenin bir doktıin haline gelişi açıklanmıştır. Bu arada Ehl-i sünnetin (ajdyyeye bakış açısı, yalanla olan ilgisi tartışılmıştır. Bu konuda en azından başlangıçta kesin olarak olumsuz bir tavır sergileyen Haricîlerin konuyla ilgili tutumları da incelenmiştir. Sonuçta bu davranış şeldinhı Türk gelenek ve göreneklerine uymadığı vm"gulanmıştır.
113-139