SITUATION OF THE GOVERNMENT-PRESS RELATIONS IN THE OTTOMAN EMPIRE (1831-1918)
Journal Name:
- The Journal of Academic Social Science Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The first newspapers published in The Ottoman Empire were Takvim-i Vekâyi and Ceride-i Havadis. These two newspapers having a critical place in the birth of press and journalist training were financed by the power, and this caused that their publishing policies were determined rather in parallel with the power.
By 1860’s, the private press emerged and a new understanding of journalism taking strength from the people was developed. Articles with political content and power oriented criticisms began to appear on press. The officials of the epoch spread on effort to prevent the criticisms by putting new law enforcements or additionalacts. In responseto this attitude of the power, the journalists preferred to go abroad in order to work freely. The provisions again the press never worked out completely. For instance, Ali and Fuat Paşalar put a number of prohibitions, they closed down or cencored some
newspapers punishingly. During the epoch of Sultan Abdülhamid II, provisions
restricting freedom of press were taken. Later on short-term freedom of Mesrutiyet II
(ConstitutionalMonarchy II ), punishments started again. During The World War II and
The Occupation of Istanbul, strict control and cencorship continued.
In response to this firmattitude of the power, there were also some journalists
standing out and trying to do their duties. For instance, with Tercüman'ı Ahval and
Tasvir-i Efkar, there were also bold publications of some journalists like Şinasi, Namık
Kemal and Ziya Paşa. Over the last 68 years of The Ottoman Empire, there were press
and journalists, some of whom were a menable to the press while the rest of them were
not.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Osmanlı Devleti'nde ilk yayınlanan gazeteler Takvim-i Vekâyi ve Ceride-i Havadis'ti. Basının doğumunda ve gazetecilerin yetişmesinde son derece önemli yeri olan bu iki gazetenin, iktidar tarafından ekonomik bakımdan desteklenmesi yayın politikalarının daha çok iktidara paralel olarak belirlenmesine sebep oldu.
1860'lı yıllarla birlikte özel basın doğdu ve gücünü halktan alan yeni bir gazetecilik anlayışı ortaya çıktı. Siyasi içerikli yazılar ve iktidara yönelik eleştiriler basında yer alamaya başladı. Dönemin devlet adamları yeni hukuki müeyyideler veya ek yasaklar getirerek basının eleştirilerini engellemek için çaba gösterdiler. İktidarın bu tavrına karşı gazeteciler özgür ve serbest çalışabilmek için yurt dışına çıkmayı tercih ettiler. Basını engellemeye yönelik alınan tedbirler hiç bir zaman başarılı olmadı. Örneğin; Âli ve Fuat Paşalar bir takım yasaklar getirdiler, basını cezalandırma amacıyla bazı gazeteleri kapattılar veya bazılarına sansür uyguladılar. Sultan II. Abdulhamid devrinde basın hürriyetini kısıtlayan tedbirler alındı. II. Meşrutiyetin kısa süreli özgürlük ortamı sonrasında basına yönelik tekrar cezalandırmalar başladı. I. Dünya Savaşı ve İstanbul'un işgalinde sürekli sansür ve sıkı kontrol hep var oldu.
İktidarın basına yönelik katı tavrına karşın, iktidara direnen ve görevini yapmaya çalışan gazeteciler de oldu. Örneğin; Tercüman'ı Ahval ve Tasvir-i Efkar gibi gazetelerin yayımlanmasıyla birlikte Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi gazetecilerin cesur yayınları her dönem oldu. Osmanlı Devleti'nin son 68 yılında basın vardı ve iktidarın etkisinde kalan ve kalmayan gazetecilerde vardı.
- 1