TT VIRUS (TTV) INFECTION AND PREVALENCE IN CAPD PATIENTS
Journal Name:
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Transfusion Transmitted Virus (TTV) is a DNA virus and it was first isolated from a patient with post-transfusion hepatitis in 1997. Prevalence of TTV differs in different geographic areas. There are evidences that virus is transmitted through not only by parenteral way but also through other routes. However, potential pathophysiologic role of TTV in chronic liver diseases remains to be established. In this study, we investigated the prevalence of TTV in continuous ambulatory peritoneal dialysis (CAPD) patients and in healthy controls without history of blood transfusion. Sixty-three CAPD patients and fourty-three healthy controls were included into the study. TTV DNA was detected by semi-nested PCR method.
TTV-DNA was detected in %o44.4 of CAPD patients and %30.2 of healthy controls (p>0.05). The prevalence of anti-HCVpositivity and HBsAg positivity was %17.4 and %3.1 in CAPD patients, respectively. History of blood transfusion was present in %30 of patients and prevalence of TTV was %36.8 and %34.1 in patients with and without history of blood transfusions, respectively (p>0.05). The prevalence of TTV was 45.4% among the and HCVpositive patients whereas it was 44.2% among the anti HCV negative patients (p>0.05). Serum ALT level was high in 3 patients and among these patients one was positive for anti-HCV, one was positive for TTV and one was negative for the three hepatitis viruses.
. In conclusion, we demonstrated that TTV is not more prevalent in CAPD patients compared to healthy controls. We also could not demonstrate any relation between presence of TTV and blood transfusion, presence of other viruses and liver disease.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Transfusion transmitted virus"
(TTV) adı da verilen virus ilk kez 1997 yılında post-transfüzyon hepatitli bir hastanın serumundan izole edilen yeni bir DNA virüsüdür. Sıklığı belirgin coğrafik farklılıklar gösteren bu virüsün parenteral geçişinin yanısıra diğer yollardan da bulaşabileceğine ilişkin bulgular vardır. Bu virüsün karaciğer hastalıklarındaki potansiyel rolü de henüz tam olarak belirlenmiş değildir. Bu çalışmada sürekli ayaktan periton diyalizi (SAPD) tedavisindeki hastalarda ve kan transfüzyon öyküsü olmayan sağlıklı kontrollerde TTVprevelansı ve SAPD hasta gurubunda bu virüsün karaciğer hastalığı ile ilişkisi araştırıldı. Çalışmaya, halen CAPD tedavisinde olan 63 hasta ile sağlıklı ve transfüzyon öyküsü olmayan 43 birey kontrol gurubu olarak alındı. TTV-DNA 'sı semi-nested PCR yöntemi ile tayin edildi. TTV-DNA pozitifliği hasta gurubunda %44.4 oranında, kontrol grubunda ise %30.2 oranında bulundu (p>0.05). Hasta gurubunda anti-HCV%17.4 ve HBsAg ise %3.1 oranında saptandı. Hastaların %30.2'sinde kan transfüzyonu öyküsü alındı ve bunların %36.8'inde TTV pozitif olmasına karşılık, kan transfüzyonu yapılmayan hastalarda ise TTV pozitifliği %34.1 oranında (p>0.05) tespit edildi. Anti-HCV pozitif bulunan 11 hastanın 5'inde (%45.4) TTV pozitif olmasına karşılık, anti-HCV negatif 52 hastanın 23 ünde (%44.2) TTV pozitif bulunmuştur. ALT yüksekliği izlenen üç hastanın birinde TTV pozitif, birinde anti-HCV pozitif, ve üçüncüsünde ise her üç hepatit virüsününde negatif olduğu gözlendi.
Sonuç olarak, TT virüsünün SAPD hastalarında sağlıklı popülasyondan daha sık olarak görülmediği, diğer hepatit virüslerinin varlığı ile yada kan transfüzyonu veya karaciğer hasarı ile ilişkisinin olmadığı kanısına varılmıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 2
93-97