POETRY IN TURKISH LITERATURE AND FIRST
POETRY MEETINGS
Journal Name:
- Türkiyat Mecmuası
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
First written texts of Turkish Literature, Yenisei Grave Stones and
Orkhun Scripts, are in prose. But there had been a poetry tradition
existed previously. Since unknown times of history,this poetry
performed by cams, bards and chamans by music and publicly.
Turkish literature started with poetry and this tradition of verse
flourished and variated with changing religion and cultural medium.
So poetry which performed with music and publicly through ages
impressed daily life of society, a kind of poetry meeting came into
existence. Most of the products of this oral literature is lost but some
of them were recorded to a kind of special notebooks namely cönk.
Since the beginning of Turkish literature, there has been written
literature at the same time and in paralel with oral literature. The first
examples of these are Manichaeist and Buddist poems. In the
Islamical circle, poems in Kutadgu Bilig and Diwan ul-Lughat al-Turk
should be mentioned. As being the largest mathnawi of that time,
Kutadgu Bilig is very important because of the relationship between
poet and ruler. Ruler's patronage over poetry and poet continued in the
Seljuk time. The kasida (eulogy) inscribed to Sultan Ala ad-Din
Kayqubad III by Khodja Dehhani is the landmark of Turkish
literature. Later palace of Germiyanids and then the palace of
Ottomans became the place where poets and writers were patronized.
There were very close political and literal relationships between
Germiyanids and Ottomans . In this paper, these historical facts will
be studied.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Türk edebiyatının bilinen ilk metinleri olan Yenisey Mezar Taşları ve
Orhun Abideleri nesirdir. Fakat bu metinlerden çok daha önceden
başlayan şiir geleneği mevcuttur. Bu şiir, tarihin bilinmeyen
çağlarından itibaren; kam, baksı ve ozanlar tarafından müzik eşliğinde
ve halkın önünde söylenmiştir. Türk edebiyatı şiir olarak başlamış,
milletin dini ve dahil olduğu medeniyet iklimi değiştikçe bu şiir
geleneği de gelişerek çeşitlenmiştir. Böylece tarih boyunca topluluk
önünde ve müzik eşliğinde seslendirilen şiir, toplum hayatında önemli
yer etmiş, adeta şiir meclisi meydana getirmiştir. Çoğu kayda
geçmediği için kaybolan bu sözlü mahsullerin bir kısmı cönk adı
verilen özel defterlere yazılmıştır.
Türk edebiyatının başından itibaren, sözlü edebiyat ile aynı zamanda
ve ona paralel olarak yazılı edebiyatı da vardır. Maniheist ve Budist
şiirler bunların ilk örnekleridir. İslam muhitinde ise Kutadgu Bilig ve
Divanu Lugati't-Türk'te bulunan şiirleri zikretmek gerekir. Kutadgu
Bilig devrinin en büyük mesnevisi olması yanında, şair-hükümdar
ilişkisi bakımından da önemlidir. Hükümdarın şiir ve şairi himayesi
Selçuklu döneminde de devam etmiştir. Hoca Dehhani'nin Selçuklu
Sultanı III. Alaaddin Keykubad'a sunduğu kasidesi Türk edebiyatının
dönüm noktasını teşkil eder. Selçuklulardan sonra Germiyan sarayı
daha sonra ise Osmanlı sarayı şair ve yazarların himaye edildiği
mekan hâlini alır. Germiyanoğulları ile Osmanlılar arasında siyasi
ilişki ile birlikte edebî alışverişin de varlığı söz konusudur. Bu
çalışmada özellikle bu tarihî gerçek üzerinde ayrıntılı olarak
durulmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 1