Journal Name:
- Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Gelişim bir bütündür. Bedensel gelişim, zihinsel gelişim, duygusal gelişim, sosyal gelişim ve cinsel gelişim. Bir gelişim döneminde görülen aksaklık doğal olarak diğer gelişim alanlarını da etkilemektedir. Kentler'e (1988) göre özellikle cinsel gelişimde yaşanan problemler göz ardı edilmekte ve geçiştirilmeye çalışılmaktadır. Cinsel eğitim ile seks eğitimi birbirine karıştırılmaktadır.
Çocuğun gelişim dönemlerine göz atılacak olursa; yeni doğan bebeğin kendini ve dış dünyayı tanımaya çalışması zaman almaktadır. Küçük çocuk kendini tanımaya çakşırken vücudunun organlarını keşfeder. Ellerine, gözüne, kulağına dokunarak sahip olduğu organlarım tanımaya çalışır. Etrafındaki nesneleri, renkleri, kişileri, şekilleri tanımaya başlar.
Genellikle 3 yaş civarında konuşmayı da büyük oranda gerçekleştirdiğinden merak ettiği her şeyi sormaya başlar. "Otobüs nasıl gider?", "Bu nedir?", "Vapur neden denizde gider?" "Bu neden kız, ben neden erkeğim?" vb. gibi sorulara cevap aramaya başlar. Aldığı cevaptan tatmin oluncaya kadar soruların ardı arkası kesilmez.
Oynadığı oyuncakların türü, kıyafetlerin farklılığı kız ve erkek çocuklarda bu farklılığın nereden kaynaklandığı konusunu gündeme getirmektedir. Eisenberg, Murray, Hite'e (1982) göre cinsel rollerin kazanılmasında oyun ve oyuncakların, yaşantıların ve deneyimlerin büyük etkisi vardır. Damon'a (1977) göre ise 4-9 yaş çocuklarda cinsel kimliğin oluştuğu yaşlardır.
Kız ve erkek çocuklar anne babayı taklit ederek, kendi cinsel kimliklerine ilişkin özellikleri monte etmeye başlarlar. Sürekli merak ve taklit içinde olan çocuk, bu merakını daha da geliştirerek kız erkek farklılığının nereden kaynaklandığını, dünyaya nasıl geldiğim sormaya da başlayacaktır. Eğer aile bu konuda tedirgin, çekingen davranırsa, bu sorulan bir şekilde geçiştirmeye çalışırsa, bunların ayıp olduğunu, çocukların böyle şeyler sormaması gerektiğini söylerse; bu durumdan rahatsız olan çocuk "Utangaçlık ve Ayıp" kavranılan ile tanışacaktır.
"Ben nasıl dünyaya geldim ve neden kızlar erkeklerden farklı?" gibi sorular son derece masumane ve merak uyandırıcı sorulardır. Bu sorulara açık, net ve sade bir açıklama çoğu kez çocukların merakını giderecektir (Yörükoğlu, 1983).
Kendisini eğitindi, bilinçli ve açık fikirli zanneden bir çok anne baba çocuklarına cinsel eğitim verirken hiç sıkılmadıklarını belirtmektedirler. Bu açıklığın ve bilinçliliğin ölçüsü; çocuğun sorduğu her soruya tüm detayıyla bilgi vermek, ortalıkta çıplak dolaşmak değildir. Zira yaşının üzerinde bilgilenen ve anne babayı çıplak gören çocuklar gereksiz yere fazla bilgiyle donatılmış ve erken uyarılmış çocuklardır (Kentler, 1988). Kendi vücudu ile yetişkinin vücudunu karşılaştırmaya çalışan çocuğun kafası gereksiz yere karışacaktır.
- 8