Buradasınız

ALİ CANİP ve EDEBİYAT EĞİTİMİ

Journal Name:

Publication Year:

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (Original Language): 
'Teni Lisan" akımı ile Türk dilinin sadeleşmesi, arkasından da bütün bir edebiyatın değişip millîleşmesinde büyük rolü olan Ali Canip, (1887-1967) bir tenkitçi ve şair olduğu kadar, "edebiyat hocası" olarak da kültürümüze hizmet etmiştir. 1911'den itibaren liselerdeki, yüksek okullardaki, Edebiyat Fakültesindeki hocalığı, idareciliği, Millî Eğitim müfettişliği, Eğitim şuralarındaki vazifeleri, Ali Canip'in Türk Edebiyatının en iyi şekilde nasıl okutulması gerektiğine dair düşünmesine, bu hususta makaleler yazmasına sebep olmuştur. Ali Canip edebiyat eğitimi meselesinde, nazarî fikirlerle kalmamış, edebiyat kitapları ve onları tamamlayan, edebiyat bilgileri ihtiva eden yardımcı kitaplar da yayımlayarak, fikirlerini tatbikata çıkartmıştır. Ali Canip, 1919 ile 1927 yıllan arasında yazdığı makalelerinde (1) edebiyat eğitiminin prensipleri üzerinde dururken, ilk önce bu dersi okutmanın gayesini belirtir. Şimdiye kadar edebiyat eğitimi ile meşgul olanlar, onu bir eğitim meselesi olarak düşünmemişler, meseleye terbiyeci gözü ile değil, edebiyatçı gözü ile bakmışlardır. Ali Canip, meseleye bu iki açıdan da bakar. Ali Canip, bir milletin geçmişinden kalan yazılı bediî eserlerinin bütünü demek olan edebiyatın, o milletin çocuklarına öğretilirken, modern asrın şartlan ile bağdaşması gerektiği üzerinde durur. Bu fikrinde Lanson gibi edebiyat tarihçilerinden, Amerikalı pedagogların fikirlerinden istifade eder. Ali Canip'e göre, edebiyat eğitimi ile verilen bilgi, meleke kazandırdığı ve çocuğu hayata hazırladığı ölçüde önemlidir. Çocuğu "teçhiz etmeyi" değil, "tecehhüz etmeyi" gaye edinen edebiyat tedrisatı, öğrencinin manevi hayatını besleyecek bir kuvvete sahip olmalıdır. Ali Canip'e göre edebiyat eğitiminin birinci gayesi, okunup incelenecek eserler ile öğrencinin derin duygular duymasına yol açmasıdır. Bunun için edebiyat kitaplarındaki metinlerin, öğrenciye zevk ve heyecan vermeleri, alâka uyandırmaları gerekir, ikinci gayesi, onların muhayyilelerini kuvvetlendirmesidir. Üçüncü gayesi, öğrenciyi düşündürerek, zihni teşekkülünü sağlamasıdır. Edebiyat dersleri, çocuğa kendi dilini, o dili doğru yazıp konuşmayı öğretmeli, o dil ile yazılmış en güzel eserler seçilerek onun okuma zevkini arttırmalıdır. Dördüncü ve en önemli gayesi, öğrencinin okuduklarını "salim" ve "makul" bir tarzda hayatta uygulamasına yol açmasıdır. Derslerde incelenecek metinlerin yazar veya kahramanları büyük şahsiyet olmalı, öğrenci için ideal teşkil etmelidir. Ali Canip'e göre hayatı boyunca takip edeceği hareketi, lise çağlarında seçmeye başlar. Gencin, hayattaki başarısı için "fikrî ve manevî gıdaları bulmak hususundaki kabiliyetini", ona edebiyat sağlar.
145
158