Journal Name:
- Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Yaşanılan çağlar teknolojik, ekonomik, sosyal gelişme ve değişmelere göre adlandmlmaktadır. Her çağın özelliklerine uygun toplumsal yapı ve bu toplumsal yapıya uygun eğitim anlayışları ve sistemleri oluşturulmaktadır. Bilgi çağı olarak adlandırılan ve bilginin en değerli sermaye olduğu i¬çinde yaşadığımız dönemlerin eğitimcilerinin de bu çağa uygun olarak donatılması ve geleceğe yön verebilecek, hiç olmazsa çağa ayak uydurabilecek nesilleri yetiştirebilecek yeterlik ve konumda olması gerekir.
Bir çağa adı verilen bilginin tanımını yapmak diğer sosyal alanlardaki kavramlar gibi oldukça geniş bir bakış açısını ve tanımlama yaklaşımını gerektirmektedir. Bilgiyi bilinen şey, zihinsel işlemlerle elde edilen ve uygulamaya konulabilen zihinsel imgeler olarak tanımlamak mümkün olabilir. Özne ile nesne arasında bağ kurma işine bilme, bu bilme eylemi ile elde edilenlere de bilgi denir (Sönmez, 1994:6). Bir başka tanıma göre bilgi, herhangi bir şeyi, kişiyi, olayı, olguyu deneme, gözlem ve sezgi yoluyla anlama, öğrenme ve özümsemedir (Alakuş,1991:5). İnsanlar bilgi aracılığıyla hayatlarına yön verir ve anlamlandırırlar. Mevcut bilgilerle yeni bilgilere ulaşılabilir. Eldeki bilgilerle yeni aletler, araçlar, düşünme biçimleri, ilişki türleri ve yaşayış düzenleri oluştururlar ve çevreline hükmetme gücü bulurlar. Bilgi en değerli sermayedir ve en büyük güçtür. Bilgi edinmenin yolu eğitimdir, araştırmadır.
- 1
221-231