EXPLICATING FEMALE BODY AS A GEOGRAPHY OF MEMORY: THE COMPARATIVE SILENT REBELLION OF THE PSYCHE IN
CHOPIN AND HAWTHORNE
Journal Name:
- Folklor/Edebiyat Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | Faculty of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
What is both ideological and magical about 'memory' is the fact that it is both singular and plural which acts as a bridge between the personal and the collective. The example of that kind of a bridge is especially represented through literature. In Hawthorne's The Scarlet Letter (1850) and Kate Chopin's The Awakening (1899), the female body is used as a text to reflect both cultural and personal memory and to define how 'memory' is tried to be shaped by the society. One of America's first mass-published books, The Scarlet Letter's protagonist Hester Prynne illuminates the geography of the female body that rebels against the cultural memory through wearing the letter 'A on her gown at all times that signifies 'adultery/ On the other hand, her silent rebellion has achieved to transform the letter 'A into 'Angel,: 'Artist,' 'Art,' and 'Able' that is the declaration of independence of the personal memory over the cultural. Like Hester, in order to escape from the limitations of the cultural memory Edna Pontellier in The Awakening rebels against cultural memory and learns to swim in the ocean and focuses on art which immediately overlap the definition of her role in life. The comparative analysis of both of the works underline the fact that the female body has been used as a geography of cultural memory throughout the history. However, Hester and Edna are significant for the fact that, the psychic device of both women is a silent rebellion which creates a social space to fight against cultural memory.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
'Hafıza' kavramı gerek kişisel alanı gerek toplumsal alanı birbirine bağlayan bir kopru olması sebebi ile ideolojik ve sihirli bir yapıya sahiptir. Buna en önemli örneklerden bin Nathanial Hawhorne'un Kızıl Damga (1850) ve Kate Chopin'in Uyanış (1890) adlı eserleridir. Yazarlar eserlerinde kadın bedeni üzerinden bir metin yaratmakta ve hafızanın, kişiler ve toplum tarafından nasıl şekillendirildiğini irdelemektedir. Kızıl Damga adlı eserinde, Hawthorne kadın bedeni üzerinden kültürel hafızaya karşı isyan eden Hester Prynne'i portrelemekte ve üzerinde taşımak zorunda olduğu 'A harfi ile bireyseli koruma çabası ve başarısını yansıtmaktadır. Romanın başında farklı anlamlar içeren harf, hikâyenin sonunda bambaşka bir yol almaktadır. Sanat, Amerika ve meleksi sembollerle örtüştürülen harf, Amerikan toplumunun bireylerin hafızaları ve kişileri tanımlama üzerindeki baskısını yansıtma konusunda önemli bir rol üstlenmektedir. Chopin'de, üpkı Hawthorne gibi, kadın bir karakter olan Edna Pontellier ile sanat ve yüzme aracılığı ile toplumsal hafızaya karşı özünü korumaya çalışan ve hayat yolundaki toplumsal rollerinden sıyrılarak özgürlüğe kavuşan kadın figürünü yansıtmaktadır. İki eserin karşılaşürmalı olarak incelenmesi kadın bedeninin kültürel hafızanın adeta bir coğrafyası olarak kullanılmasının analiz edilmesi açısından önem taşımaktadır. Her iki eserde de kadın karakterler sanat dolayısıyla yaratıcılık aracılığı ile toplumsal baskımn üzerine çıkmakta ve bireyselliklerini koruyarak toplumca baskılanan normları yıkmaktadırlar. Karakterler toplumsal hafıza aracılığı ile bireysel hafızanın erozyona uğratılmasına direnerek, kendilerince türlü yöntemler geliştirmektedirler Yarattıkları yeni sosyal alanlar sayesinde özgürlüklerine kavuşan Edna ve Hester kadın olmanın zamanın ötesinde bir kavram olduğunu anlatmaktadır. 19. yüzyılda geçen hikâyeler Amerikan toplumunun bir yansıması olmasımn yanı sıra günümüze kadar uzanan kadın sorunsalına ışık tutmaktadır. Sonuç olarak, her iki kadın karakter de pasif direniş yolu ile özgürlüklerini ilan etmekte ve zafere ulaşmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 9