AMAÇLARA YÖNELMİŞ SEVK VE İDARE

Amaçlara Yönelmiş Sevk ve İdare 1955 yılında Petor Drucker tarafından ortaya atılmış ve batılı ülkelerde derhal benimsenerek uygulanmasına geçilmiş jünamik bir sistemdir. Drucker «Sevk ve İdarecilik Tatbikatı» adlı eserinde, bu sistemle ilgili olarak şöyle söylemektedir : «İşletmelerin ihtiyacı olan, kişilerin yetki ve sorumluluklarına tam bir yetenek verecek, ekip çalışmasını sağlayacak ve kişilerin amaçlarını şirket amaçları ile bağdaştıracak bir sevk ve idare sistemidir. Bunu gerçekleştirebilecek yegâne prensip amaçlara yönelmiş sevk ve idare ve oto-hontroldur». Sistemin esas gayesi şirketin geUşebilmesini ye makul nispette bir kâr sağlayabilmesini mümkün kılabilmektedir. Bu gayeyi gerçekleştirebilmek maksadiyle_ yapılan çalışmalarda bir taraftan şirketin, diğer taraftan da idarecilerin (daha olumlu katkılarda bulunabilmeleri ve kendi kendilerini geliştirebilmeleri konusu ile ilgili) ihtiyaçları tespit edilmekte ve bu iki sınıf ihtiyaçlar birlikte mütalâa edilmektedir. Bir şirketin idaresinde olumlu sonuçlar sağlayan bu sistemin uygulanması bazı esasların göz önünde bulundurulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu esasların bilinmeyen veya yepyeni bir takım kurallar olduğu iddia edilemez. Sadece idarecilerin performansını arttırmağa yardımcı olabilecek pratik bir yol olduğunu söylemek oygun olur. Rekabet ve fiyat artışlarının şirketlere etkileri her gün biraz daha kuvvetlenmekte, pazarlar, teknoloji ve sosyal muhitlerdeki süratli değişmeler idarecilik işini gittikçe daha komplike bir hale sokmakta. Durum böyle iken,birçok şirketlerin halâ geçmişteki başarılarını sağlayan yollardan ayrılmadıklarını görülmektedir. Bilginin hayret verici bir süratle gelişmesi daha kesin bir ihtisaslaşmaya yol açmaktadır ve bunun sonucu olarak da Umum Müdürlük veya Profesyonel İdarecilik için gerekli niteliklere sahip elemanların sayısı gittikçe azalmaktadır. Diğer taraftan şirketler gerek amaçlarını ve gerekse zamanın vüs'atini tespit etmede tehlikeli denilecek kısıtlamalarla karşılaşmaktadırlar. Amaçlar s yönelmiş sevk ve idarede bu ve buna benzer problemlerin görülebileceği bir havanın yaratılabilmesi bir zorunluktur. Bu yazımızda bu konudaki bazı teknikler ve bunların uygulanmasında karşılaşılan güçlükleri belirtmeğe çalışacağız.