Buradasınız

TENKİS DAVASINI BÜTÜNLEYEN EDİM DAVASI ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE YÖNELTİLEBİLİR Mİ?

Journal Name:

Publication Year:

Author Name
Abstract (Original Language): 
Yasadan «hukuksal örnekseme» (hukukî kıyas) yoluyla, «tüme varım yöntemi »yle temel ve genel hukuk ilkeleri türetmek, hukuksal önermenin en olgun, en yetkin biçimlerinden birisidir hiç kuşkusuz. Sözgelişi, «işlem ehliyetsizlerinin korunması», «aynî haklarda kamuya açıklık, numerus clausus, tipe bağlılık ve özellik (belirlilik) ilkeleri», «sürekli sözleşme ilişkilerinde haklı nedenle olağanüstü fesih yetkisi», «edim yükümlerinden bağımsız borç ilişkisinde sözleşme sorumluluğu», «hakkı karşılıksız (ivazsız) kazananın hakkı karşılıklı (ivazlı) kazanandan daha az korunmaya lâyık bulunduğu ve başkalarının çıkarının örselenebileceği durumda geri çekilmesi gerektiği düşüncesi», «sağlar arası işlem (özel olarak üçüncü kişi yararına sözleşme) kalıbı içinde gerçekleştirilen ölüme bağlı kazandırmalara dokunu'maz paylı mirasçıları ve tereke alacaklılarını koruyan miras hukuku hükümlerinin uygulanması», «fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi», hep böylesine olumlu, verimli mantıksal çabaların ürünleridir. Ne var ki bu mantıksal yol, aynı zamanda, basamaklarda kayıp takılma tehlikesinin de en fazla arttığı bir önerme yolu oluşturur. Örneğin, bağışlama sözleşmesiyle mirasta paylaşım (taksim) sözleşmesindeki şekil butlanının ifa ile düzelmesini öngören BK 238 ve MK 612 kurallarından, şekle aykırı ve dolayısıyla geçersiz her işlemin her zaman ifa ile sağlık kazanacağı vargısına ulaşılırsa, tutarlı olmayan bir hukuksal örneksemede bulunulmuş olunur. Tıpkı bunun gibi, aynî hakların tasarrufa yetkili olmayan bir kişiden halefiyet veya türeme yoluyla kazanılabilmesi için iyi niyetin varlığını şart koşan MK 901/931 kurallarından, «her çeşit hakkın kazanılmasında iyi niyetin varlığının şart olduğu, daha da ileri gidilerek, kötü niyetli kişinin korunmaya lâyık bulunmayacağı, asla hak kazanamayacağı ve hatta mutlaka sorumlu tutulacağı, eşdeyişle, bir hukuksal yaptırımla karşılaşacağı» sonucu çıkarılırsa, yine geçersiz, tutarsız, üstelik sakıncalı bir hukuksal önermede bulunulmuş olunur.
209-218