Buradasınız

50. YILDA CEZA MUHAKEMESİ SÜJESİ OLARAK SANIĞIN DURUMU VE SORGUSU

Journal Name:

Publication Year:

Author Name
Abstract (Original Language): 
En büyük siyasal ve sosyal örgüt, bugün "Devlet"tir. Bu Devlet hukukun gerçekleştirilmesi görevini üstlenmiştir. Hukuka bağlı devlet ya da "Hukuk Devleti" devlet kuvvetinin sınırlarını belirten, yetki alanını ayıran, kişi hürriyetlerini koruyan bir kurum anlamındadır. Devlet kuvvetini sınırlayan, temel kurallar ise, anayasal düzende ortaya çıkmaktadır. Anayasal düzen, bir yandan temel hak ve hürriyetleri, öbür yandan devletin yetkilerini, çağdaş hukuk anlayışına uygun olarak belirler. Bu anayasal temel düzenin hemen altın¬da, normlar hiyerarşisine göre çeşitli kanunlar, kendilerine ayrılan konuda çeşitli düzenlemeler getirirler. İşte bunlardan biri de ceza muhakemeleri usulü kanunu, kısaca ceza muhakemesi kanunudur (CMK). Yalın ifadesi ile sanıkların koğuşturulmaları, soruşturulmaları ile ilgilenir. Devlet kuvveti, gerektiği zaman kullanılır; amacına ve belli yöntemlere uygun olarak. Ceza muhakemesi kanununda da tabii olarak bu kanunun amacına uygun biçimde, belirli yöntemlere uyularak hareket edilir. Ceza muhakemesi hukuku alanında bir yanda devletin yararı, öbür yanda suç işlediği ileri sürülen sanığın, kişinin yararı sözkonusudur. Bu durumda, otoriter ve totaliter bir devlet kavramı ile demokratik, insan hak ve hürriyetlerine saygılı bir devlet kavramı, nitelikleri itibarile çok farklıdırlar. Bu nedenle her iki sistemde insan, sanık kavramı, bunların hukukî durumları ve de sorgulanmaları farklı olarak ortaya çıkar. Her devlet görüşünün ceza muhakemesi hukukunda, kendine göre müesseseleri, hakları, görevleri vardır.
133-151