Man Between Past and Future
Journal Name:
- Kaygı: Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
For Hannah Arendt, man is a being that lives between past and future. The man that lives in this condition can inhabit among men and can constitute a public realm only by action. By way of action, man can be freed from an “inhuman” world and can be lived a man-made common world, that is to say, in a world of his own “home”. However, the action is an activity which is temporary and comes to an end, due the unpredictability and uncertainty. Its permanence is provided by history. Tradition also provides with history continuity. The tradition links between past and future and it terms of which man can be freed from rootlessness.
In this paper, it is asserted that there is a problem concerning “rootlessness” (and “homelessness) in main of Arendt’s political thought. Therefore, in this article, it will be spelled out the ways of how man can free himself from “rootlessness” in Arendt’s thought. Furthermore, in Arendt’s view, it will be put forward that behind the setting up of common world of man himself is “will to inmortality” regarding the essence of man.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Hannah Arendt’e göre insan geçmişle gerecek arasında yaşayan bir varlıktır. Geçmişle gelecek arasında yaşayan insan, ancak eylem aracılığıyla insanlar arasına yerleşebilir ve kamusal bir alan kurabilir. İnsan ancak bu yolla “insan dışı” bir dünyadan kurtulabilir ve kendisinin yarattığı ortak bir dünyada, yani kendi evi olan bir dünyada yaşayabilir. Ne var ki, eylem öngörülemezlik ve belirsizlik özelliğiyle geçici olan, sonlanan bir etkinliktir. Onun kalıcı olmasını sağlayan tarihtir. Tarihe süreklilik sağlayan ise gelenektir. Geçmiş ile gelecek arasındaki bağı gelenek kurmakta ve gelenek sayesinde insan köksüzlükten kurtulabilmektedir.
Bu yazının ana savı, Arendt’in politika felsefesinin temelinde insanın köksüzlüğü (ve yurtsuzluğu) sorununun olduğudur. Bu yüzden makalede, Arendt’in görüşünde, insanın “köksüzlük”ten nasıl kurtulacağının yolları gösterilmeye çalışılacaktır. Ayrıca, Arendt’in görüşünde, insanın kendisine ait ortak bir dünyayı kurmasının arkasında, insanın özüne ilişkin olarak “ölümsüzlük arzusu”nu dile getirdiği ortaya konacaktır.
FULL TEXT (PDF):
- 19
77-90