Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
Author Name |
---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Türk Ceza kanununda «şahıslara karşı müessir fiiller»den sonra yüzdeki kalıcı arızalara, vücudun diğer belgelerindeki arızalardan daha fazla önem verildiği görülmektedir.
Yüz (çehre); insanları tanımak, kimliğini belirtmek yönünden ve ayrıca şahısların başkaları üzerinde ilk etkisini ve kabulünü temin eden bir bölgedir. Bu bakımdan bazı kanunlarda, ezcümle Türk Ceza Kanunu'nun alındığı, İtalyan Ceza Kanunun'da çehrede bulunan sürekli arızalar için cezayı ağırlaştırıcı, bazı hükümler vardır.
Bunlardan, «çehrede sabit eser» ile «çehrenin daimi değişikliği» arızaları, aynen Türk Ceza Kanununa da aktarılmıştır.
Türk Ceza Kanunu 456. ve 459. maddelerinde, «çehrede sabit eser», «çehrenin daimi değişikliği» kavramlarına yer verilmiştir.
Kanun maddelerinden birinde veya bir kanun maddesinin fıkralarında bulunan ve aynı müeyyide ile sonuçlanan, sebepler, koşullar ve lezyonların aynı ölçüde ve ağırlıkta olması bir ceza hukuku kuralıdır.
Türk Ceza Kanunu 456. maddesi 2. Dendinde yazılan «çehrede sabit eser»in aynı bend içerisinde yer verilen, diğer lezyonlarla, eşit ağırlıkta olması gerekir.
FULL TEXT (PDF):
- 1-2
15-23