You are here

Benlik ve Kültür: Namus Kavramına Simgesel-Bilişsel Bir Yaklaşım

Self and Culture: A Symbolic-Cognitive Approach to the Concept of Honor

Journal Name:

Publication Year:

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (2. Language): 
The self which is constructed through an experimental process has three basic self representations: the individualistic, the relational and the collective. Since these representations may coexist in the same individual, the self can be qualified as both private and public. Therefore, in this paper, based on symbolic-cognitive approach, it is assumed that the self-schemas of individuals are constructed through culture in which the individuals live (in other words, the common propositions of culture are represented in his/ her self-schemas) and this paper focuses on the honor theme, a concept of great importance in Şanlıurfa province of Turkey. This paper aims to investigate how the concept of honor manifests itself in the self-schemas of individuals of the sample group (representing different socio-ecomomic status groups) and what kind of cultural models are constructed by the cultural propositions related to this concept. The stories individuals relate on the picture of The Thematic Apperception Test (TAT) no.13 and the comments about two missing-stories (a kind of interview form) based on the honor theme are analyzed and the data compared according to socio-economic level and gender categories. The narrative analysis showed that the four stable cultural propositions were combined with each other in all categories. This model thriving on a strong "family ideology", is internalized through socialization of "shame", and reflects the "relational self" in terms of self-schemas. Accordingly, the concept of honor contains these propositions: "the family should never fall in shame"; "protection of the family honor is under men's responsibility"; "men must control women in the family"; "men can make individual choices to a certain degree, but women, never". The cultural propositions reflecting "inner-group" or "us-self" indicate a "sociocentric" cultural model. Interdependence, sociality and family integrity are emphasized in this cultural model. In addition to this, some cultural propositions pertaining to marriage and divorce with an emphasis on individual feelings and actions and recognizing the concept of honor as an asset pertaining to the individual, rather than the "in-group" itself were formulated by the individuals in the sample group. However, it can be said that this latter group propositions (reflecting an egocentric cultural model) is weaker in comparison to the propositions of the previous cultural model. Nevertheless, the presence of this kind of data points both to socio-cultural change and intra-cultural differentiation. Consequently, the present paper demonstrates that the self-schemas related to the concept of honor do not manifest a uniform monocultural model in a culture.
Abstract (Original Language): 
Deneyimsel bi r süreç içinde kazanılan benliğin bireysel, ilişkisel ve kolektif benlik olarak adlandırılan üç temel kendilik-temsili vardır. Bu temsiller aynı bireyde mevcut olduğundan, benlik hem bireysel hem de toplumsaldır. Dolayısıyla bu çalışmada, simgesel-bilişsel yaklaşıma dayanarak, bireylerin benlik şemalarının içinde yaşadıkları kültür dolayımıyla inşa edildiği (yani, kültürün ortak sayıltılarının onların benlik şemalarında temsil edildiği) varsayılmış ve Türkiye'de son derece önemli olduğu gözlenen namus kavramına odaklanılmıştır. Şanlıurfa ilinde 2002 yılında yapılan "benlik algısı ve aile-içi etkileşim" araştırmasında, kartopu tekniği ile saptanan farklı sosyo-ekonomik düzeyden yetişkin kadın ve erkeklere Tematik Algı Testi (TAT) ve yöresel hikayelerden seçilerek hazırlanmış eksik-hikaye materyali (toplam 5 eksik-hikaye üzerine kurulu bir yarı yapılandırılmış görüşme formu) uygulanmıştır. Sözü edilen bu araştırmanın verilerine dayanarak, bu çalışmada örneklem grubundaki bireylerin benlik şemalarında namus kavramının nasıl temsil edildiği ve bu kavramla ilgili kültürel sayıltıların nasıl bir kültürel model oluşturduğu betimlenmiştir. Bu amaçla, bireylerin Tematik Algı Testi (TAT)'nin 13 nolu resmine ilişkin anlattıkları öyküler ve namus temasını işleyen iki eksik-hikayeye ilişkin yorumları çözümlenmiş ve veriler sosyoekonomik düzey ve cinsiyet kategorilerine göre karşılaştırılmıştır. Anlatı çözümlemesinin sonuçlarına göre, tüm kategorilerde güçlü bir "aile ideolojisi"nden beslenen, "ayıpçı" sosyalleştirme ile içselleştirilen ve benlik şemaları açısından "ilişkisel benliği" yansıtan dört sabit kültürel sayıltının birbirine bağlandığı saptanmıştır. Buna göre, namus kavramı, "aile utanç içine düşmemelidir"; ailenin şerefini korumak erkeğin sorumluluğudur"; "erkekler aile içindeki kadınları denetlemelidir"; "erkekler bir dereceye kadar bireysel seçim yapabilir ama kadınlar yapamaz" sayıltılarını içermektedir. "İç grup" veya "biz benliği"ni yansıtan bu kültürel sayıltılar, "toplum merkezci" veya "toplulukçu" olarak adlandırılan bir kültürel modelin varlığına işaret etmektedir. Bu kültürel modelde karşılıklı bağımlılık, toplumsallık ve aile bütünlüğü vurgulanmaktadır. Bunun yanı sıra örneklem grubundaki bireyler tarafından evlenme ve boşanma gibi konularda "birey"in kendi duygu, düşünce ve eylemlerine öncelik veren, namus kavramını iç-grubun değil, bireyin kendi değeri olarak kabul eden bazı kültürel sayıltılar da ifade edilmiştir. "Benmerkezci" veya "bireyselci" bir kültürel modele işaret eden bu sayıltıların diğer modelin sayıltılarına kıyasla daha zayıf bir şekilde ifade edildiği gözlenmiştir. Bununla birlikte, böyle bir verinin varlığı hem sosyal/ kültürel değişmeye hem de kültür içi farklılıklara işaret etmektedir. Sonuç olarak, namus kavramıyla ilgili benlik şemalarını betimleyen bu çalışma, bir kültürde tekbiçimli bir kültürel modelin olmadığını ortaya koymaktadır.
37-57

REFERENCES

References: 

Berger,
P.
, ve Luckmann, T. (1967). The social construction of reality. New York: Penguins Books.
Bock, P. K. (2001).
İnsan
davranışının kültürel temelleri (N. S. Altuntek, Çev.), Ankara: İmge Yayınevi.
Casson, R. W. (1994). Cognitive anthropology, In P. Bock (Ed.), Psychological anthropology (pp. 61-96). London: Praeger.
Casson, R. W. (1983). Schemata in cognitive anthropology. Annual Review of Anthropology. 12,
429-62.
Cortazzi, M. (2001). Narrative analysis in ethnography. In P. Atkinson, A. Coffey, S. Delamont, J. Lofland ve L. Lofland (Eds.), Ethnography (pp.384-394). London: Sage Publications.
Denzin, N. K., ve Lincoln, Y. S. (Eds.) (2005). Qualitative research. London: Sage Publications.
D'Andrade, R. (1990). Some propositions about the relations between culture and human cognition. In J. W. Stigler ve R. A. Shweder (Eds). Cultural psychology (pp. 65-129). Cambridge: Cambridge University Press.
Dolgin, J. L., Kemnitzer, D. S., ve Schneider, D. M. (Eds.) (1977). As people express their lives, so they are... Symbolic anthropology (pp. 3-44). New York: Columbia University Press.
Düşmez, H. (1995). Öyküleriyle Urfa türküleri. Urfa: Kaliru Yayınevi.
Gadamer, H. G. (1990).
Tari
h bilinci sorunu. P. Rabinow ve W. Sullivan (Der.) içinde, Toplum bilimlerinde yorumcu yaklaşım (T. Parla, Çev.) (s.79-106). İstanbul: Hürriyet Vakfı Yayınları.
Geertz, C. (1973). The interpretation of cultures. New York: Basic Books, Inc., Publishers. Geertz, C. (2007). Yerel Bilgi (K. Emiroğlu, Çev.). Ankara: Dost Kitabevi. Güvenç, B. (1986). Japon kültürü. Ankara: İş Bankası Yayınları.
Güvenç, G., ve Altuntek, N. S. (2002). GAP bölgesi, Şanlıurfa il merkezinde aile-içi etkileşim ve kimlik-benlik-öteki algısı. (Rapor No. 00.02.701.002). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Birimi.

Thank you for copying data from http://www.arastirmax.com