Ottoman-Iran Relations Within The Context of Cultural Rivalry and Superiority: 1718-1730
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The subject of this study is the relations between Ottoman and Iran on the basis of cultural rivalry and superiority
during the reign of Ahmed III (r.1703-1730) and his grand vizier Damat İbrahim Pasha (r.1718-1730). The
historical background of this study consists of political and military climate in Iran after the fall of Safavid Empire
in 1722. This study mainly reveals the diplomatic relations and the military struggles between Ottomans and
their contemporary political actors in Iran. In particular, it focuses on the reflections of the relations between
Ottomans and Iran to the cultural rivalry according to aforementioned historical context and political atmosphere.
It is noticeable that Ahmed III and Ibrahim Pasha preferred to stay in Istanbul rather than accompanying military
expedition for the Iran wars. However, they announced Ottoman’s military and politics victories over Iran to
public in Istanbul. Ahmed III and Ibrahim Pasha used their architectural patronage for this purpose. As patrons of a great number of poets, they also had poets written poems about the Ottoman victories over Iran. Attaching
a great importance to public representations from the beginning of his rule, Ibrahim Pasha held several embassy
ceremonies where comparison of Istanbul with Isfahan cities and the comparison of Ottoman calligraphy works
with Iran’s calligraphy works were taken place according to the historical accounts of the period concerned. Within
this framework, this study discusses the functions of architecture and poem as political discourse and the role of
embassy ceremonies on cultural rivalry and superiority.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Bu çalışma, III. Ahmed’in (hük.1703-1730) sadrazamı Damat İbrahim Paşa’nın (sad. 1718-1730) yöneticilik
yıllarında yaşanan Osmanlı-İran ilişkilerini iki devlet arasındaki kültürel rekabet ve üstünlük bağlamları açısından
ele almaktadır. Çalışmanın tarihsel arkaplanını, 18. yüzyılın başlarında İran’da yaşanan politik çalkantılar
sonucunda 1722’de yıkılan Safevî Devleti’nin ardından yaşanan siyasî ve askerî gelişmeler oluşturur. Bu kapsamda,
Osmanlı’nın İran’da ortaya çıkan yeni siyasî aktörlerle giriştiği diplomatik ilişkiler ve askerî mücadeleler ele
alınmıştır. Sözü edilen tarihsel bağlam ve siyasî ortam içerisinde yaşanan Osmanlı-İran ilişkilerinin kültürel
rekabete yansıma biçimleri üzerinde durulmuştur. 1722 yılında İran topraklarına savaş yapma kararı alan ancak
kendileri sefere çıkmayan III. Ahmed ve İbrahim Paşa’nın, politik ve askerî zaferleri İstanbul kamuoyuna duyurma
biçimleri dikkat çekicidir. Bu çerçevede, sadrazamlığının ilk yıllarından itibaren kamusal temsil konusuna önem
veren İbrahim Paşa’nın, Safevî Devleti’nin yıkılması öncesinde ve sonrasında İran’dan İstanbul’a gönderilen
elçileri karşılama ve kabul törenlerinde ön plana çıkardığı iki devlet arasındaki kültürel rekabet ve üstünlük
konularına değinilmiştir. Dönem kaynaklarının aktarımları ışığında kültürel rekabetin özneleri olarak İstanbul
ile Isfahan şehirlerinin karşılaştırılması ve hat sanatı gibi alanlardaki iki kültür arasında yaşanan üstünlüklerden
söz edilmiştir. İran elçilerinin İstanbul’da kabul edilmelerinin mimarî ve teşrifata olan yansımaları üzerinde
durulmuştur. III. Ahmed ve İbrahim Paşa’nın İran sınırındaki komutanlar aracılığıyla 1722-1730 yılları arasında
sürdürdükleri askerî mücadelelerdeki zaferleri banilikleri ve hamilikleri aracılığıyla İstanbul’daki kamuyouna
aktarma yöntemleri ele alınmıştır. Geniş bir şair çevresinin hamiliğini üstlenen III. Ahmed ve İbrahim Paşa’nın,
himayelerindeki şairlerin şiirleri aracılığıyla İran topraklarındaki zaferleri kamuoyuna duyurma ve yansıtma
konuları üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede, diplomatik ve askerî kanallarla süren Osmanlı-İran ilişkilerinde
mimarî ve şiirin politik bir söylem aracı olarak kazandıkları işlevlere vurgu yapılmıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 1