MENKUL DAVASI

Medeni Kanunumuz "Hakkın himayesi" ayırımı altında MK md. 898 ve devamı maddelerinde hali hazır zilyede, sırf o şeye zilyed bulunması nedeniyle, bir hak karinesi tanımıştır. Buna göre hali hazır zilyedin o şey üzerinde iddia ettiği hakkın mevcudiyeti karine sayılmıştır. MK md, 898; «Menkul bir şeyin zilyedi onun maliki addolunur» hükmü ile mülkiyet karinesini kabul ederken, MK md, 899/f. 1'de zilyedin başkasının mülkiyet karinesine dayanabileceği ve MK md. 899/f. 2'de de feri zilyedlerin iddia ettikleri hakkın varlığı karine olarak kabul edilmektedir. Bu hak karinelerinin sonucu olarak, zilyed kendisine yapılacak taleplere karşı o şey üzerinde herhangi bir hak ispat etmeksizin sırf bu karinelere dayanarak şeyi muhafaza edebilmekledir. MK md. 900'de bu husus «Bir menkulün zilyedi, aleyhine ikame edilen bütün dâvalara karşı tercihe şayan bir hakkın sahibi olduğunu dermeyan edebilir. Gasp ve tecavüz fiillerine dair olan hükümler bakidir» şeklinde ifade edilmiştir.