You are here

TÜRKİYE'DE SENDİKACILIĞIN YASAL DÜZENİ VE SORUNLARI

Journal Name:

Publication Year:

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (Original Language): 
1960 müdahalesini o yıllara kadar sürüp gelen iktisadî, sosyal ve siyasi özlem ve direnmelerin bir sonucu olarak değerlendiren görüşlere sıkça rast-lanmaktadır. Gerçekten 1960 müdahalesinin ekonomik ve sosyal sonuçlarıy¬la bir bütün olarak, özellikle Endüstri İlişkileri Sistemi'nin çağdaş gelişme¬lere ayak uydurması yönünden bir başlangıç olduğunu açıklıkla söyleyebili¬riz. Nitekim 1961 Anayasası ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını plânlı gelişmeye bağlarken, ayrıca çalışma hayatı ile ilgili temel hakları da Anayasa güvencesi altına almıştır. Özellikle çalışma, çocuk, genç ve kadınların korun¬ması, dinlenme, âdil ücret sendika kurma, toplu sözleşme ve grev hakkı, sos¬yal güvenlik, sağlık ve konutla ilgili koruyucu Anayasa hükümleri, bu arada sayılabilir. Bu gelişmeler içinde "Devlet Plânlama Teşkilâtı" kurulmuş ve Karma Ekonomi'de 1963 yılından itibaren kısa, orta ve uzun devreleri kav-rayan plân uygulamasına geçilmiştir. Böylece 1960 sonrası dönemde Devlet, işçi-işveren ilişkilerinin esas iti-bariyle tarafların pazarlık güçlerine dayalı, hür bir toplu pazarlık sistemi içinde yürütülmesine özen göstermiş, gereği olmadığı sürece bu ilişkilerin serbestçe işleyişine müdahale etmemeye çalışmıştır. Kuşkusuz ulaşılan bu nokta sosyal tarihimizdeki gelişmeler dikkate alınırsa çok önemli bir aşamayı belirlemektedir. Örneğin 1947 Sendikalar Kanunu'nun çıkarılması yıllarında muhalefet grev lehinde olumlu taleplerde bulunurken, devrin Çalışma Bakanı, grev konusundaki hükümetin düşünce-sini şöyle belirtiyordu: "Gıev hakkı şüphesiz liberal ekonomi rejimlerinde belki yerinde bir tedbirdir...
FULL TEXT (PDF): 
70-82