INTEGRATING THE ENVIRONMENT IN URBAN DEVELOPMENT: GOOD PRACTICE IN SINGAPORE
Journal Name:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
Singapore is a highly industrialized and urbanized city-state of three million people
located in Southeast Asia. The city-state is located on an island of 647 km2, nearly
half ofwhich is built-up; road infrastructure covers another 11% of the island's
land mass. Singapore's economy developed rapidly, growing from a GNP per
capita of $1972 in 1971 to $22,541 in 1995. During the past 30 years, the
population has doubled, the urbanized area of the island has doubled, housing
units trebled, and industrial land grew six-fold (Tan, 1995).
This rapid growth is largely attributed to Singapore's interventionist development
strategy. With the loss of the Malaysian domestic market, stagnation of the
entrepot trade and withdrawal of the British military at independence in 1965,
the Government focused on labor-intensive manufacturing for export. Multinationals
were drawn in with investment incentives as the local private sector had
little industrial experience. By the early 1970s, the city had become the regional
service and refining center for the petroleum industry and a regional finance
center. Gradually, capital intensive production such as the electronics industry
began to replace labor-intensive manufacturing (Murray and Perera, 1996).Part of Singapore's environmental profile can be attributed to changes in its
economic structure. In 1961, the natural resource-intensive and polluting sectors
of food, printing and publishing, and wood products accounted for 40% of
industrial employment. By 1991, these sectors had dropped to only 8% while
electronics and electrical appliances had risen to 40% (Chiu, et al, 1997).
However, much of Singapore's environmental success is due to its activist
approaches to environmental planning and management.
Singapore became a republic in 1965. Since then, it has had a stable democratic
government dominated by strong leadership. The leadership has consistently
been devoted to economic development planning in order to raise the standard
of living of its citizens. This approach eventually included the environment as
part of a strategy of improving overall quality of life. The city-state is also
multi-ethnic so care has been taken to ensure that all groups benefit from
economic growth and environmental quality.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Güneydoğu Asya'da 647 km yüzölçümlü ve üç milyon nüfuslu Singapur, ileri
düzeyde bir sanayi 'ada-kenl'i ve çok sayıda etnik toplumdan oluşan bir ülkedir.
İngiliz askeri yönetiminden 1965'te kurtulan ada, 1970'lerde bölgenin petrol
arıtma ve finans merkezi oldu. Zamanla işgücü-yoğun üretim yerine sermayeyoğun
elektronik sanayii gelişti. Singapur'un çevre konularına duyarlı bir toplum
oluşturmasının bir nedeni sanayiindeki bu dönüşümdür. Çevre kirleten sektörler
1960'h yıllarda sanayiin %40'ını oluşturmakta iken 1991'de bu oran %8'e düşmüş
bulunuyor. Ancak Singapur'un çevreye ilişkin başarıları, edilgen olmayan bir
yaklaşıma sarılmış olmasındandır. Demokratik bir yönetime sahip olan adada
hükümetler 1965'len bu yana 'çevre'yi yaşam düzeyinin yükseltilmesinde başlıca
etkenlerden biri olarak görmüşlerdir.
Çevre planlama, Singapur'da farklı evrelerden geçmiştir. Çevre Bakanlığı
kurulmasından önce (1972) su baskını, pis su şebekesinin geliştirilmesi ve benzeri
işler bağımsız birimler marifetiyle yürütülmüştür. Çıkarılan yasalarla 1970'li
yıllarda topluluk ortamlarında sigara içilmesi yasaklanmış, ticari ve sanayi
atıkları ile yiyecek hazırlama süreçleri denetim altına alınmış, hava kirliliği
düzenli olarak izlenmeye başlanmıştır.
1972'dc kurulan Çevre Bakanlığı, iki ayrı bölümden oluşmaktaydı: Çevresel
Toplum Sağlığı (yiyecekler, salgınlar, karantina hizmetleri, sokak satıcıları,
mezarlıklar, vb.) ve Çevre Mühendisliği (pis su, katı atıklar, drenaj, vb.). Bakanlık
ilk yıllarda mekanize çöp toplama, kolera önleme, sağlıklı yiyecek, merkezi atık
öğütme projelerine ağırlık vermiş, izleyen yirmi yıl süresince de kirlilikle
mücadele, Singapur Nehri'nin temizlenmesi, toplum eğitimi gibi kampanyaları
yürütmüştür.
1991'de Çevre Bakanlığı, 2020 yılına kadar olan dönem için bir 'Yeşil Plan'
hazırladı. Kapsamlı bir vizyon getiren Yeşil Plan'ın kamu desteği kazanması
amacıyla çok sayıda halk toplantıları düzenlendi. Çevre teknolojisi tercihleri,
çevre eğitimi, uluslararası çevre programlarına katılma, çevresel altyapı ve
işletme hedefleri içeren Yeşil Plan, 1992 Rio de Janeiro Zirvcsi'nde sunuldu.
Daha sonra, öncelikli uygulama alanlarında çalışma grupları oluşturuldu.
Singapur'da çevre sorunlarının yönetiminde yasa ve yönetmelikler, planlama,
ekonomik özendiriciler ve halk bilgilendirme ve katılımı olmak üzere
günümüzde dört farklı kurumsal araç takımı kullanılmaktadır. Hava ve su
kirliliği, hastalık taşıyan haşaratın yok edilmesi, halk sağlığı, yiyecek içecek
maddeleri, kimyasallar ve zehirler, bulaşıcı hastalıklar, sigara, vb. konuları kapsayan,
kırk kadar doğrudan çevreyi ilgilendiren yasa bulunmaktadır. Hava
kirliliği konusunda 17 ayrı tip kirletici belirlenmiş, çok sayıda istasyon aracılığıyla
izlemeye alınmıştır. Pis su sistemine atılanlar konusunda da ısı, katı oranları, ph
değeri ve 28 ayrı kimyasalı kapsamak üzere izin verilebilecek sınırlar belirlenmiştir.
Sanayi atıklarından 26'sının taşınması, devri ve yok edilmesi yasal denetim
altındadır. Singapur bu yasaların uygulanmasında ve parasal cezaların tahsilinde
güçlü bir disiplin sağlamıştır. Hava kirletme suçlarında 7 000 ABD Doları (ayrıca
her geçen gün için 300 Dolar), su kirletme suçlarında 3 000 ABD Doları üzerinde
cezalar uygulanmaktadır. Cezalar, 1990'lı yıllarda 2-3 milyon ABD Doları
düzeyinde bütçe gelirleri oluşturmuştur. Bu uygulamalar öncelikle yeterli bir
izleme ağının varlığına bağımlıdır. Singapur'da genel 'Kavram Planı' (1991), uzun dönemli (2020 ve ilerisi) arazi
kullanım stratejisini belirler. Nüfusun 4 milyon düzeyinde durağanlaşacağını
öngören bu Plan, meveut merkezin dört ayrı yeni merkezde yeniden
yapılanmasını sağlamak üzere kullanım kısıtlamaları getirmekte, çevresel altyapı
için yer ve güzergahlar önermekte, kirliliğe duyarlı kullanımların toplanacağı
alanları tanımlamakta, doğa koruma alanlarını belirlemekte, koruma amaçlı su
havzalarının eşik sınırlarını çizmektedir. İdari açıdan Plan, Kentsel Gelişim
Otoritesi (URA) tarafından uygulanmakta ve ada 55 alt bölgeye ayrılmakladır.
Her bölgede Gelişme Kılavuz Planı adı verilen planlar ise sanayiin uygun sanayi
parklarına yerleşimini, kişi başına 80 m park ve bahçe alanının sağlanmasını, ve
belirlenen alanlarda ağaç kesiminin yasaklanmasını denetler. Arazi geliştirme
işlerini ilgilendiren tüm izinler URA'dan alınır. Yapılaşma izinleri ise bu
yönetimin bayındırlık işlerine bakan bölümü tarafından verilir. Bu aşamada,
kirlilik standartlarına uygunluk, teknik gereklerin yerine getirilmesi konuları
denetlendiği gibi, kullanım süresince de bu birim tarafından izlenir. Fabrika yer
seçimi ve çevresel etkileri konularında yapılan değerlendirmeler, yılda birkaçyüz
bin toplantı gerektirmektedir. Büyük projelerde çevre etki değerlendirmesi
yapılması yasal zorunluluktur.
Çevre yönetimi konusundaki ekonomik araçlar ise harçlar, ruhsatlar, mali
kısıtlar ve açık artırma ve salım yöntemlerini kapsar. Konutlarda 0.15S/ m3, diğer
kullanımlarda 0.32$/m3, ayrıca her lavabo ve klozet için 3S kullanıcı harcı
alınmaktadır. Çöp toplama konusunda işyerlerinde hacme göre, sokak
satıcılarından ise aylık olarak harç alınır. Ayrıca, sokak sancıları, lokantalar ve
benzeri yerler denetim maliyetlerini de karşılamak zorundadırlar. Harçlardan
elde edilen kamu geliri, Çevre Bakanlığı'nın yıllık harcamalarının yarısı kadardır.
Ruhsal verilmesi, özellikle trafik sıkışıklığı yaşanan merkezi alanlarda uygulanan
bir yöntemdir. Ayrıca, kurşunsuz benzin daha ucuza satılarak kullanımı
özendirilmektcdir. Temiz teknoloji kullananlara vergi indirimleri tanınmakta,
araç sayısındaki artışları %3'te tutmak üzere kısıtlamalar uygulanmaktadır.
Çevre konularında halkın uyarılması ve katılımın sağlanması başlı başına bir
etkinlik alanıdır, özel kampanyalar, genel eğitim sistemi içine entegre edilen
programlar, 'Yeşil Hafta' ve 1968'dcn bu yana sürdürülen ve her yıl bir farklı
temaya sahip olan 'Singapur'u Temiz Tutalım' kampanyaları, kirlilik, yiyecek
denetimi, hem küresel sorunlarla ilgili başarılı çalışmaların yapılmasında, hem
de ilgili yasaların çıkarılmasına yönelik baskı grupları ve kamu oyu oluşturmada
etkili olmuştur, kampanyalarda okullar öncülük etmiş, özel sektör önemli
katkılarda bulunmuştur. Bu hareket giderek 1980 lerde sivil toplum
kuruluşlarının oluşmasına ve ulusal ölçekte bir şemsiye örgütlenmeye (Ulusal
Çevre Heyeti) yol açmıştır. Vergi muaflığı tanınan bu Heyet'c yapılan bağışlar,
çevre koruma amaçlı kampanya ve girişimlerde etkin olmaktadır. Ancak çevre
konularının, halk katılımını kapsayacak ve kurumsal planlama süreçlerinde yer
almasını sağlayacak biçimde yeniden kurgulanması gereği vardır.
Arazi kullanımı ve planlama, ulaşım, su kaynaklan yönetimi, hava kirliliğinin
denetimi, atık yönetimi, doğa koruma gibi kimi konularda Singapur'un buluşçu
ve başarılı uygulamaları vardır.
Çevre Bakanlığı, URA'ya su havzalarının korunması, çöp ve arıtma tesislerinin
kurulması, yeni gelişmeler için doğru yer seçimi ve yakın çevre ile uyumu
konularında önerilerde bulunur. Bakanlık, plan ve yapılaşma önerilerinin atık,
çevre kirliliği konularında aldığı önlemleri denetler. Sanayi yatırımları, su
havzaları açısından özellikle irdelenir.Kara Ulaşım İdaresi'nin çevre konusundaki uygulamaları arasında özellikle üçü
buluşçu niteliktedir. Alan Ruhsatı Uygulamaları belirli saatlerde belirli alanlarda
trafik sıkışıklıklarını önlemek amacıyla elektronik olarak denetlenmektedir.
Çok etkili olan bu yöntem, kent merkezinde kirliliğin azalmasına, buradaki
erişim hızının artmasına ve kamu ulaşım araçlarının tercih edilmesine yol
açmıştır. 'Park Et-Eriş' sistemi kapsamında toplu taşıma sistemlerine bağlı
otoparklar düzenlenmiştir. Özel araç sahipliliği ve kullanımı ise giderek artan
maliyetlere konu edilmektedir.
Konut, sanayi ve işyerlerinin su gereksinmelerinin ancak yarısını kendi
kaynaklarından karşılayabilen Singapur, su kaynaklan işletmeciliğini ulusal bir
güvenlik konusu düzeyinde tutmak zorunda kalmıştır. Su havzalarının
korunması, yağmur suyunun toplanıp kullanılması, daha az su kullanımı sağlayan
yöntemlerin geliştirilmesi, atık suların yeniden kullanılması, su kullanım
hovardalığının önlenmesi, tüm kullanımın sayaçlara bağlanması, şebeke
verimliliğinin artırılması, her yapının su tesisat gereçlerinin düzenli olarak
teknik denetim altında tutulması, tesisatçılık bilgi ve pratiğinin yaygınlaştırılması
için düzenli eğitim verilmesi gibi uygulamalar Altyapı Kurulu'na bağlı Su İşleri
Yönetimi'nin başlıca uğraş alanlarıdır. Bu uygulamalar yoluyla pek çok ülkede
%50 düzeylerinde olan kayıp su miktarı %5'lere indirilebilmiştir.
Su kirliliğinin önlenmesinde de birden fazla yönteme başvurulmaktadır. Kirletici
sanayi birimleri su havzalarından uzakta tutulmakta, sanayi atıklarında kirleticilerin
belirli düzeyleri aşmaması için, bu birimlerin açılmasından önce önarıtma
tesislerinin kurulmuş olması zorunlu tutulmaktadır. Singapur'un tamamı,
6 büyük kapasiteli arıtma tesisi ve 130 pompa İle bağlantılı bir pis su şebekesi ile
kapsanmıştır. Yeni yapılmakta olan bir derin ana toplayıcı ve iki merkezi arıtma
tesisinden oluşan sistem ile daha az yüzölçümü kullanılacak ve pompalama
gereği ortadan kalkacaktır. Singapur Nehri ve Kallang havzasının aşırı kirliliği
on yıllık bir program ve 125 milyon ABD Doları harcanarak doğal özelliklerine
yeniden kavuşturulmuştur. Alman önlemlerle, çok yüksek yağış gören bir rejime
sahip olmasma karşın, Singapur'da su baskını tehlikesi geride kalmlş ve taşkına
maruz alan hemen hemen kalmamıştır.
Singapur'daki yer darlığı, hızlı ekonomik gelişme ve sanayileşme, atık
işletmeciliğinde de özel yaklaşımlar gerektirmiştir. Zararlı atıklar kesin denetim
altında tutulmakta, katı atıklar kaynakta azaltılıp yanabilir atıklar bu yolla yok
edilmekte, küller ve yanmaz atıklar ise deniz doldurma işlerinde kullanılmaktadır.
Günde 7,600 ton düzeyinde toplanan atıkların.%70'i yakılmaktadır. 2000 yılında
tamamlanacak ve 666 milyon ABD Doları'na mal olacak yeni bir merkezi çöp
yakma merkezi günde 3,000 ton katı atık yakan dünyanm en büyük merkezi
olacaktır. Ancak katı atıkların kaynakta azaltılması amacıyla bunları yaratanlar
tarafından dönüştürülmesini özendirmek üzere özel merkezler geliştirilmiş,
(fabrika, otel gibi) büyük kuruluşlarda kendi içlerinde dönüştürme birimleri
(1995'te 1,255 adet) kurulmuş, kamu-özel ortaklıkları (1995'te 58 adet)
oluşturulmuş, çevre dostu ürünlere yeşil etiket uygulaması başlatılmıştır.
Biyolojik ve kimyasal tehlikeli atıklar Çevre Bakanlığı'nca toplanıp işlem
görmektedir. Ancak kimi özel firmaların da (1996'da 110 adet) bu alanda
çalışmalarına ruhsat verilmektedir.
Çevre sağlığı programları kapsamında sokak satıcıları, altyapısı ve hijyen
koşulları denetlenen çok sayıda pazar yerinde toplanmıştır. Bu program, (sivrisinek,
fare gibi) zararlılarla mücadele eğitimlerini, bulaşıcı hastalık denetimi
ve karantina uygulamalarını da kapsamaktadır.Hava kirliliğinin en aza indirilmesi amacıyla başvurulan girişimler, sanayilerin yer
seçimi kararları ve yakıt türlerinin denetimi, emisyon düzeylerini standartların altına
çekmek için gereken tesisatın yapımı, sabit kirleticilerin (1996'da 50,000 adet)
düzenli denetimi, kurşunsuz benzin tüketimiminin özendirilmesi, araçların düzenli
denetimi, atıkların yakılması yasağı, ozon tüketen maddeler kullanımının izne
bağlanması, vatandaş şikayetlerinin izlenmesi gibi işleri kapsar.
Doğa koruma girişimleri ise, genellikle sivil toplum kuruluşlarınca yürütülmektedir.
Singapur Doğa Topluluğu 1960'ta yaptığı ilk Ana Plan kapsamında, yüzölçümü
toplamı adanın %5'ini oluşturan 28 koruma bölgesi belirlemiştir. Aynı plan ile flora
ve fauna koridorları oluşturulmuştur. Kentsel yeşil alanlarda ise etkin bir peyzaj
programı uyarınca bir milyon ağaç dikimi gerçekleştirilmiştir.
Sanayi, meslek, akademik ve kamu temsilcilerinden oluşturulan bir Çevre
Gürültü Denetim Birimi 1994'te kurulmuştur. Bu program kapsamında trafik
koşulları, iş ve konut çevrelerinde kabul edilebilir gürültü düzeyleri belirlenmiş,
gürültü azaltma yöntemleri geliştirilmiş ve ölçüm istasyonları kurulmuştur.
Çevre konularında çalışan Singapur firmaları, İndonezya ve Çin'de sanayi
parkları geliştirmekte, çevre denetim konularındaki bilgi ve deneyimlerini
yabancı ülkelere ihraç etmektedirler. Bu teknik bilgi birikimine dayanılarak
kurulan çevre mühendisliği ve halk sağlığı eğitim merkezi, İndonezya, Malezya
ve Vietnam ile çevresel işbirliği anlaşmaları imzalamış olan Singapur için
bölgesel olanakların geliştirildiği bir odaktır. Tüm bu başarılara karşın
Singapur'a yöneltilen eleştiriler de şöyle özetlenebilir:
• Singapur'da yatırım projelerinin izin alma sürecinde Çevresel Etki
Değerlendirmeleri'ne henüz yaygınlıkla başvurulmamaktadır.
• Halk katılımının, çevre niteliklerini de kapsayacak biçimde doğru ve yeterli
boyutlara eriştirilmesi gereği vardır.
• Atıkların geri dönüştürülmesindeki oranlar henüz Japonya düzeyine
eriştirilememiştir.
• Çevre planlama yöntemleri 'yukarıdan aşağı' ve düzenleyici araçlara
dayanılarak yürütülmektedir. Oysa daha az merkezi yönlendirme ve daha
etkili katılım süreçleri geliştirilmelidir.
Singapur, çevre planlama deneyiminden öğrenilecek çok şey vardır:
• Uygulamalara, temel konularla başlanmalı, sanitasyon, zararlı denetimi,
yiyecek hijyeni gibi sağlık konulan ile havza ve nehir kirliliği gibi gözle görülür
somut konular öncelikle ele alınmalıdır.
• Arazi kullanımı, ulaşım planlaması gibi birbirini tamamlayan başlıca sektörler
eşgüdüm altına alınmalıdır.
• Çevre koruma önlemleri, yer seçimi ve yapılaşma işlemleri, olağan işleyiş ve
süreçlerin bir parçası olmalıdır.
• Çevre koruma önlemlerinin alınmasında politikacılara rol edindirmelidir.
• Özendirici ve yasaklayıcı, ekonomik ve düzenlemeci önlemler birlikte
kullanılmalıdır.
• Eğitim, izleme ve yaptırım etkinlikleri birlikte ve güçlü kuruluşlar aracılığıyla
yürütülmelidir.
• Özel sektörün ilgisi çekilmeli ve yeni yöntemler geliştirmede denemeler yapmaktan
çekinilmemelidir.
Çevre niteliklerinin geliştirilmesi, toplumların yükselen eğitim ve beklenti düzeyleri
ile tutarlı olacak biçimlerde, kamu organları tarafından daha yoğun bir uğraş konusu
edilmeli ve buna yer veren yeni planlama stratejileri benimsenmelidir.
FULL TEXT (PDF):
- 1-2
37-61