You are here

Gaston Bachelard (1999). Ateşin Tinçözümlemesi, Çev. Nail Bezer, Ankara: Öteki Yayınevi, II. Baskı, 127 s. ISBN 975-8012-30-4

Journal Name:

Publication Year:

DOI: 
http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.3167
Author NameFaculty of Author
Abstract (Original Language): 
Öteki yayınlarından, Nail Bezel’in çevirisiyle basılmış olan bu çalışma Gaston Bachelard’ın düşünce tarihi içinde yer alan, özellikle on yedinci yüzyıldan on dokuzuncu yüzyıla kadar olan dönemde Batı insanının ateş konusunda ne duyduğu, düşlemlediği ve düşündüğü üzerine “Yazın eleştirisi” niteliği taşıyan dil, bilim, felsefe ve yazın eleştirisi alanlarını kapsamaktadır. Bu çalışmada amaçlanan, ateşin tinçözümlemesini yapmak değildir; ateşi duyan, ateş üzerine düşünüp yazmış olan kişilerin tinçözümlemesidir. Ateşin Tinçözümlemesi adlı bu çalışma genel itibariyle Çevirenin Notu (s. 7-9), Ön Söz (s. 10-16), Birinci Bölüm “Ateş ve Saygı: Promete Karmaşası” (s.17-23), İkinci Bölüm “Ateş ve Düşlem: Empedokles Karmaşası” (s. 24-31), Üçüncü Bölüm “Tinçözümlemesi ve Tarihöncesi: Novalis Karmaşası” (s.32-54), Dördüncü Bölüm “Cinselleştirilmiş Ateş” (s. 55-71), Beşinci Bölüm “Ateşin Kimyası: Sahte Bir Sorun’un Tarihi” (s.72-96), Altıncı Bölüm “Alkol: Alevlenen su Punç: Hoffmann Karmaşası Kendiliğinden Yanma” (s.97-112), Yedinci Bölüm “Ülküleştirilmiş Ateş: Ateş ve Arılık” (s.113-122), Sonuç (s. 123-127) olmak üzere on bölümden oluşur. Çevirenin Notu’nda: Nail Bezel eseri çevirmeye nasıl karar verdiğine, çeviri yürüdükçe başlığın Ateşin Tinçözümlemesi olmasına karar kıldığına değinmektedir. Bu yapıtta Bachelard’ın temel izleği ve işlevi nedir? sorusuna cevap olarak “yazın eleştirisi” denilmekte ve Bachelard’ın yazında en çok örneklediği türün şiir olduğu belirtilmektedir. Bachelard Ön Söz’de: Özetle amacının okura ders vermek değil; ancak ustası olduğu bir alışkanlığı okura da benimsetmek istediğini: bunun da kendine gülme alışkanlığı olduğunu ifade etmektedir. Yazar, ayrıca kitapta anılanların 17. ve 18. yüzyılın bilimsel kitaplarını okuyarak geçirdiği bitmez tükenmez zaman sürecinde topladığı verilerin yalnızca küçük bir bölümü olduğu ve konunun ancak ana çizgilerini verdiğini eklemektedir (s.10-16).
1379-1381